Kalıtsal özellikler de katkıda bulunan bir diğer faktör, anne babasında önceden kalça çıkığı bulunan çocuklarda bu ihtimal %25 daha fazla.
Kalça çıkıklığı erken teşhis edildiği taktirde hemen tedavi edilebiliyor, ancak farkedilmekte gecikilirse ,ileride yürüme aksaklıklarına ve ciddi sakatlıklara yol açabiliyor.
Yeni doğmuş bebekler, doğumun hemen ardından doktor tarafından tepeden tırnağa kontrol edilir. Doktorların emin olmak istedikleri şeylerden biri de çocuğun kalça kemiklerinin tam olarak yerine oturup oturmadığıdır. Kalça çıkıklığının aileye ilk gelen bebekte görülme olasılığı yüksek. Ayrıca ters meydana gelen doğumlarda eklem yerlerine fazlaca baskı yapılması nedeniyle kalça çıkığı kolaylıkla oluşabiliyor . Bunda relaksin hormonunun işlevi büyük . Doğum sırasında salgılanan bu hormon , kalça kemiklerinin genişleyerek doğumun kolaylaştırılmasını sağlıyor , normalden az salgılanmasıysa doğum sırasında bebeğin eklem yerlerinin sıkışmasına neden oluyor.
Kalça çıkığı nasıl farkedilir?
Kalça eklem yerlerinin kenarları leğen kemiği tarafından çepeçevre sarılmıştır. Bazı bebeklerde eklem yerlerindeki oyuklar ,kalça kemiklerinin yerine oturabilmesi için oldukça dardır. Dolayısıyla bunlar tamamen yerlerinin dışına otururlar. Doğumdan hemen sonra doktor bebeğin bacaklarını her yönde hareket ettirerek ,eklem yerlerinin tam olarak yerine oturup oturmadığını kontrol eder . Bu yöntem Barlow testi olarak adlandırılır. İçe doğru basan ayak ,bir bacağın yürürken aksaması, kalça bölgesindeki derinin gerilmesi kalça çıkıklığının belirtileri arasındadır. Ancak yeni doğmuş bir bebeğin kemiklerinin tam olarak yerine oturmasını beklenemez , 6 ay sonra yapılacak ultrasonla,eklemlerin yerine tam olarak oturup oturmadığı anlaşılabilir.
Tedavi Şekilleri
Erken farkına varılan kalça çıkığı kolaylıkla tedavi edilebilir. Bunun nedeni doğumdan sonraki ilk aylarda eklem yerlerinin tam yerine oturmamışlığı ve oynak olmasıdır . Çocuk ayakta dikilmeye ve yürümeye başladıktan sonra kalça çıkıklığı varsa kemikler yanlış kaynamaya başlar. Bu daha sonraları yürürken içe doğru basmaya ve aksamaya neden olur. Tedavide çoğunlukla uygulanan yöntem , sargı yöntemidir. Çocuğun ayaklarından itibaren kalça kısmı özel bandajlarla sıkıca sarılır, bu arada ayakları ayrılarak kurbağa pozisyonu verilir. Bu bandaj sabittir ve çocuğun altını değiştirirken çıkarmaya gerek yoktur. 3 ay boyunca uygulanır . Eğer çocuğun kalçasında iki taraflı çıkık varsa ve çocuk 6 aydan büyükse alçıya alınır . Bu konuda ortopedist Dr. Muharrem Babacan alçıya almanın çocuğun kas gelişimini engelleyeceğinden pek tercih edilmediğini, ancak tedavide geç kalınmışsa alçının gerekli olduğunu söylüyor. " Çocuk ilk doğduğu zaman doktor tarafından kontrol edilir, daha sonraki aylarda ise ultrasonla kalça tetkiki yapılır, ultrason kullanmamızın sebebi ise çocuğa röntgen ışınlarıyla zarar vermemek . Çocuktaki anormallik geç farkedilirse tek çözüm yolu ameliyattır. Ameliyatlarda , kalça eklemindeki yumuşak dokuları orjinal pozisyonlarına getiriyoruz. İleri safhadaki çıkıklarda kemiklerdeki açısal bozuklukları gideriyoruz " diyor.
Koksartroz (Kalça eklemi kireçlenmesi)
Kalça çıkığı küçük yaşta tedavi edilmediği taktirde, 30 yaşından sonra bel ağrıları, yürüme bozuklukları (yürürken sağa veya sola yalpalamak şeklinde), omurganın statik dengesinin bozulmasıyla oluşan sırt ve bacak ağrıları gibi rahatsızlıklara neden olur. Bu konuda SSK Okmeydanı Hastanesi Fizik Tedavi doktoru Gülçin Gürel şunları söylüyor : "Kalça çıkıklığı bulunan kişilerde 20'li yaşların sonlarına doğru, kalça kemikleri tam yerine oturmadığı için kireçlenme olur. Tıp dilinde "Koksartroz" adı verilen bu durum yürümede aksamaya yol açar, zamanla bel ve sırt ağrıları artar. Doğuştan olan ve tedavi edilmeyen kalça çıkığı, kalça bölgesine enfeksiyon yerleşmesi, travmatik kaza sonucu kalça eklemlerinin zedelenmesiyle bu hastalık meydana gelir. Ailede akraba evliliklerine bağlı olarak koksartroz görülme olasılığı yüksektir. Tedavisi ameliyat ile mümkündür. Ancak, ameliyat esnasında hastaya takılan kalça protezlerinin ömrünün kısa olması nedeniyle (10 yıl kadar kullanılabiliyor) 50 yaşından önce bu uygulamayı pek tavsiye etmiyoruz. Ne yazık ki 30 ile 50 yaş arasındaki dönemde ağrılar fizik tedavi ile azaltılmaya çalışılır" diyor.
Başlangıçta pek önemsenmeyen kalça çıkığı denen durum ileride çok önemli, tedavisi zor durumlara neden olabilir. Çocuğunuzda böyle bir durumdan şüpheleniyorsanız doktora götürmekte sakın geç kalmayın.
13 Ocak 2008 Pazar
KALÇA ÇIKIKLIĞI
Etiketler: belirtileri, böbrek, cinsellik, diyet, enfeksiyon, estetik, hastalıklar, idrar yolu, kadın, kalp, kan, kas, saglık, tedavi, tedavisi, zayıflama
Gönderen admin zaman: 04:10
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder