25 Aralık 2007 Salı

ŞU TİTANLAR ve Zayıflama Ürünleri

Herbalife isimli zayıflama ürününün, ancak doktor kontrolünde ve eczanelerde satılması gerektiği bildirildi. Sağlık Bakanlığı Eczacılık Genel Müdür Yardımcısı Dr. Halil Akar, Merhaba’ya verdiği yazılı cevapta Herbalife isimli ürünlere, Tarım Bakanlığı tarafından gıda gibi değerlendirilerek ithal izni verilmesinin son derece sakıncalı olduğunu söyledi.

ÖLÜM RİSKİ Dr. Akar, ürünün bileşiminde bulunan kafein maddesinin alışkanlık yapmanın yanı sıra kimi kişilerde ölüm tehlikesine neden olabileceği uyarısında bulundu. “Kafein bir ilaç etken maddesi olup kalp damar rahatsızlığı olan kişilerde ölümcül yan etkilere yol açabilir” diyen Dr. Akar bu nedenle ürünün mutlaka Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü tarafından değerlendirilmesi ve sadece eczanelerde hekim kontrol ve önerisi ile satılması gerektiğini vurguladı. SAĞLIK BAKANLIĞI DENETİME ALMALI Konuya ilişkin görüşlerinin Tarım Bakanlığı’na aktarıldığını ifade eden Genel Müdür Yardımcısı Dr. Halil Akar, sağlık eğitimi almamış kişilerin kar amacı ile ürünü gelişi güzel pazarlamasının sakıncasına işaret ederek, ‘Bu nevi pazarlama hele yukarıda belirttiğimiz sakıncalar söz konusu iken tehlikelidir. Bu bakımdan Sağlık Bakanlığı denetimi altına alınması önemlidir. Ürüne, Tarım Bakanlığı tarafından gıda gibi izin verilmesi son derece sakıncalıdır’ ifadesini kullandı. İKİ BAKANLIK KARŞI KARŞIYA Bu ifadelerle Sağlık Bakanlığı ile Tarım Bakanlığı karşı karşıya geliyor. Bir tarafta, ölüme kadar varan risklerin taşındığı ifadesi, diğer tarafta gıda izni. Türkiye’de, insan hayatı ve sağlığının ne kadar ucuz olduğu ve ne tür tehlikelere açık olduğu bu olayda da görülüyor. Tarım Bakanlığı’nın cevabı ve söz konusu tehlikelerin var olup olmadığı ile varsa derecesi merakla bekleniyor. ÖLÜM RİSKİ SÖZ KONUSU OLABİLİR Distribütörler ağı ile pazarlanan Herbalife ürünleri konusunda yaptığımız araştırma bizi çarpıcı sonuçlara götürdü. Sağlık Bakanlığı Eczacılık Genel Müdür Yardımcısı Dr. Halil Akar, söz konusu ürünlerin alışkanlık yapması ile birlikte kimi hastalarda ölüme kadar giden sonuçlara yol açabileceği uyarısında bulundu. BAKANLIKLARA YAZDIĞIMIZ MEKTUP İlgili bakanlıklara Herbalife konusunda kamuoyunun merak ettiği hususları sorduk.

Bakanlıklara yazdığımız mektup şöyle;

10. Mayıs. 2004, Konya Sayın Prof. Dr. Recep AKDAĞ Sağlık Bakanı Son iki yıldır Konya’da, kelimenin tam anlamı ile furya haline gelen HERBALIFE konusunda zat-ı alinizi rahatsız ediyoruz. Zayıflama ilacı olarak takdim edilmekte olan ürünün pazarlanması, Konyalıları caddede-sokakta adım atamaz hale getirmiştir. Her bir ağaçta, elektrik direğinde, aracınızın camında ya da kapısında, “ULUSLAR ARASI FİRMADAN DOLGUN ÜCRET...” ibaresi ile günbegün karşılaşmanız mümkün. Yaya geçidinden geçtiğiniz anda bir genç kız ya da delikanlının elinize ilan tutuşturuvermesi de mümkün.

Peki nedir, HERBALIFE?

Bakanlığınız’dan izni var mıdır?

Sağlığa zararı ya da faydası tespit edilebilmiş midir?

Bağımlılık yapmakta mıdır? Obez bir toplum olarak bilinen Amerika, ülkemizde bir deneme mi yapmaktadır?

Otel toplantılarında neler konuşulmaktadır?

Bir nevi TİTAN zinciri ile karşı karşıya mı bulunmaktayız?

Prof. Dr. Orhan Çeker’in, ‘Konya’da çok uluslu şirketler misyonerlik faaliyeti yapıyor?’ ifadesi ile HERBALIFE’ın bir bağlantısı var mıdır?

Vergi açısından durum nedir?

Bu ve benzeri sorular konusunda bakanlığınız ilgi alanına giren konuların araştırılarak, tarafımıza bilgilenmek ve kamuoyunu bilgilendirmek amacı ile iletilmesini arz ediyor, bil vesile çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.”

İŞTE CEVABIN TAM METNİ Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdür Yardımcısı Dr. Halil Akar’ın mektubumuza Sağlık Bakanlığı adına verdiği cevabın tam metnini yayınlıyoruz.

“İlgi: 10. 05. 2004 tarihli yazınız İlgi yazınız incelenmiş olup; HERBALIFE ÜRÜNLERİ TARIM BAKANLIĞI tarafından ruhsatlandırılan/izin verilen bir preperattır. Bileşiminde doluluk hissi vererek açlığı yatıştıran ve defekasyonu sağlamak üzere şişme özelliğine sahip müsilaj bakımından zengin doğal liflerin yanı sıra açlığa bağlı halsizliği gidermek üzere de KAFEİN ilave edilmektedir.

Bilhassa KAFEİN bir ilaç etken maddesi olup kalp damar rahatsızlığı olan kişilerde ölümcül yan etkilere yol açabilir. Ayrıca KAFEİN alışkanlık yapıcı bir madde olarak bilinir. Bu nedenle ürünün mutlaka Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü tarafından değerlendirilmesi ve sadece ECZANELERDE hekim kontrol ve önerisi ile satılması gerekir.

Sağlık eğitimi almamış kişilerin kar amacı ile bu ürünü gelişi güzel pazarlaması hele yukarıda bahsedildiği şekilde sakıncalar söz konusu iken tehlikelidir. Bu bakımdan Sağlık Bakanlığı denetimi altına alınması önemlidir. Bu bakımdan ürüne TARIM BAKANLIĞI tarafından gıda gibi izin verilmesi son derece sakıncalıdır. Ayrıca konu TARIM BAKANLIĞI’na aktarılmıştır.

Dr. Halil Akar / Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık Genel Müdür Yardımcısı” ABD’DE YASAKLANAN ÜRÜNLER Öte yandan bu yıl başında, ABD Gıda ve İlaç Dairesi ‘Efadra’ içeren zayıflama ürünlerinin kullanımını yasakladı. ABD Gıda ve İlaç İdaresi FDA, 1999 yılından beri izlemeye aldığı efedra içerikli diyet katkı ürünlerinin satışını yasakladı. Yasak kararın yayınlandığı 6 Şubat 2004 tarihinden itibaren 60 gün içinde yürürlüğe girdi. Efedra ihtiva eden ürünler ABD’de aşağıdaki markalarla pazarlanıyordu. Bunlardan bir kısmı ülkemizde de satılmaktadır: 2 Way Max, Bata Blockers (hipertansiyon ilacı “beta blokerler” ile karıştırmamalı), Brand Mini-Tab, Dexatrim, Diet Fuel, Ephedrine HCL, Fat Predator, Herbalife, Herbalift, Hoo, Hydroxycut, Leptoprin, Metabolife 356, Metabolite, Mini-Thins, Pseudophrine, Quaifen PseR, Ripped Fuel, Stackers, Suddenly Slim, Synephrine, Thermagenics, Trimspa, Truckers Love It, X-Treme Lean, Xenadrine, Yellow Jackets. Söz konusu yasaklama konusunda bir araştırma yapan ‘dr. pozitif’ internet sitesinde konuya ilişkin şu bilgiler veriliyor.

“Ülkemizde, özellikle Herbalife markalı ürünlerin satış gayretinin son zamanlarda yoğunlaşmasından olmalı özellikle bu markanın müşteri ve satıcılarından birden fazla soru aldık. Bu sorular, araştırmamızı derinleştirmemize yol açtı. Bu konudaki bazı ayrıntıları okuyucularımızla paylaşıyoruz: 1. Herbalife’ın Thermojetics Bitkisel Yeşil tabletleri ve Thermojetics Bitkisel Bej tabletleri efedra içermekteydi. İngilizce isimleri şöyledir: “Thermojetics original green herbal tablets” ve “Thermojectics gold herbal tablets”. 2. Bu tabletlerden birincisindeki efedra kaynağı, Ma Huang isimli, Çin kökenli bir bitki; ikincisindeki ise Sida Cordifolia’dır. 3. Herbalife efedra içeren ürünlerin ayrıca yukarda isimlerini verdiğimiz tabletlerin satışını önce efedranın yasaklandığı ABD eyaletlerinde durdurmuş, yasaklama eğiliminin yaygınlaşması üzerine de bu ülkede pazarlanmasına tamamen son vermiştir. Firma, bu durdurmayı ABD’de FDA’nın Şubat 2003’deki açıklamalarından önce yaptığını bildirmektedir. (Şubat 2004’deki yasaklama kararı ile karıştırılmamalıdır) 4. Bu ürünler bize verilen Türkçe reklam broşürlerinde yer aldığı halde bunları Ankara’daki Herbalife satıcılarından temin edemedik. Bu muhtemelen broşürlerin eskiliğinden kaynaklandı. Satıcılardan biri, bize, Mayıs 2003’ten beri bu tabletlerin gelmediğini ifade etti. Ürünlerin ABD’de satıştan kaldırılması ile Türkiye’de satıştan kaldırılması arasında bir zaman farkı bulunup bulunmadığı ayrıca incelenebilir; ancak şu anda, efedralı Herbalife ürünlerinin, Türkiye’de de satıştan kaldırıldığı kanısına vardık.

Sonuç olarak tavsiyemiz, yukarda adı geçen iki ürünü ellerinde bulunduranlar varsa, bunları kullanmamasıdır.” *** Merhaba Haberi nasıl yaptık? Amerika’nın Irak saldırısının hemen öncesi idi. Konya sokaklarında yakalarında, büyük rozetlerle dolaşan gençlerin sayısı bir hayli artmıştı. ‘Savaşa hayır’ rozetleri ve ‘Kolay kilo kontrolü’ vs sloganlı rozetler. Anlayacağınız ‘Irak Savaşı’ndan önce bir rozet savaşı yaşanıyordu adeta. Doğrusu, ‘kolay kilo kontrolü’ne çağıran gençler, ‘savaşa hayır’la ‘savaşmadıkları’nı sadece dikkat çekmek için bu yolu seçtiklerini düşünüyor ve söylüyorlardı. ‘Herbalife’ bu ‘ilginç’ tesadüfle dikkatimizi çekti. Sonraki gün ve aylarda, kah elektrik direğinde, kah bir ağaçta, kulaklı A4’ler görmeye başladık. Üstte kocaman bir slogan dizisi, altta ise telefon numarası yazılmış ve koparılabilir bölümler. Gazete ilanları yine aynı dönemde yaygınlaştı. ‘Uluslar arası firmadan iş fırsatı’ Kolay kilo verme ve kolay para kazanma çağrıları. Posta kutularına bırakılan kartvizit büyüklüğündeki ilanlar. Aracınızın camına hatta kapı koluna iliştirilen ilanlar. Hayatınızın her anında sizi yakalamaya dönük bir pazarlama stratejisi. Bizi en rahatsız eden alan ise caddelerde iki taraflı duran gençler tarafından elinize tutuşturulan ilanlar oldu. Öyle ki başı açık kapalı genç kızlar da aynı stratejinin ürünü olarak ellerindeki tomarlardan size uzatıyorlardı. Birkaç tanesi ile konuştuk da. ‘Bir bayanın hele bu ortamda cep telefonunu caddede dağıtmasının sakıncalı olabileceğini’ söyledik onlara. Dediler ki, ‘Başka iş mi var ki yapalım’. Misyoner Kültür başlıklı bir çalışma yapıyoruz. Söz konusu çalışmanın ara başlıklarından biri de Misyoner Ekonomi... İşsiz bırakılan gençler ve çıkış arayışları. Konuştuğumuz ‘üst derecede motive olmuş’ bir genç, ayda bilmem kaç milyar lira kazandığından bahisle, ‘Ben kazandığım paraya bakarım. Bu organizasyonun üst düzeyi beni ilgilendirmez. Paralar nereye giderse gitsin, isterse İsrail’e’ dedi. Halbuki biz ona İsrail veya bir başka imada bulunmamıştık. Pazarlamacıların, günlük hayatlarında sohbet yapamaz olduğu kulağımıza gelen bilgiler arasında idi. Her bir distribütör önüne koyduğu hedefe ulaşmak için alt pazarlamacılar bulmak zorunda idi. Bu nedenle, konu dönüp dolaşıp her defasında Herbalife’e geliyordu. Daha üst hedeflere ulaşmak için ciddi paralar kaybeden, psikolojik bunalıma girenler olduğu da iddialar arasında yer alıyordu. Kilo sorunu yaşayan insanların çoğunlukta olduğu Konya, böylesi ürünlerin pazarlanması için de doğal bir alan oluyordu. Kafamızı en çok kurcalayan soru şu oldu; ‘Amerika obez bir toplum. Eğer Herbalife bir zayıflama ürünü ise ki öyle, neden öncelikli olarak Amerikan halkı bunu yaygın olarak kullanmıyor? (veya yaygın olarak kullanıp netice alıyor mu?)Eskilerin deyimi ile bu işin altında bir çapanoğlu var mı?

İlaçlarla ilgili yaygın kanaattir; bir ilaç piyasaya çıkmazdan önce 3. dünya ülkelerinde kullanılır, etkileri görülür, sonra Batı -ABD kendi sınırları içinde piyasaya sürer.

Acaba burada da böyle bir durum var mıydı?”

Pazarlama şekli de kafamızda soruların artmasına neden olan bir etkendi. Otellerde toplanılıyor. Motivasyon eğitimleri veriliyor ve sürekli bir üst basamağa çıkmak için katılımcılar teşvik ediliyordu. ‘Distrübütör’ yapılanması bir nevi ‘titanvari’ bir yapılanma mı idi?

Vergilendirilme hususu nasıl işliyordu?

İşte bütün bu soruları alt alta koyduk ve Bakanlıklara müracaat ettik. Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ve Sağlık Bakanı Prof. Recep Akdağ’a gönderdiğimiz mektuplarda bu soruların cevabını aradık. Oysa asıl müracaat etmemiz gereken Tarım Bakanı Prof. Dr. Sami Güçlü imiş. Çünkü Herbalife ‘gıda’ statüsü ile Tarım Bakanlığı’nın izni ile ithal edilmekte imiş. Sanayi Bakanlığı’ndan gelen yazıda, başvurumuzun Tarım Bakanlığı’na iletildiği belirtiliyordu. Nitekim Sağlık Bakanlığı’ndan gelen yazıda da tespitler yapıldıktan sonra ‘keyfiyet’in Tarım Bakanlığı’na iletildiği bildiriliyordu. Herbalife’la ilgili internetten de bir tarama yaptık. ‘Milyar dolar hedefi’nin nasıl tutturulacağı, pazarlama yapılan ülkeler, ‘herbalife’in çıkışı, ‘efadra’ içeren ürünlerin Kanada ve ABD’de yasaklanışına dair bilgileri de bu araştırma sırasında gördük. Bu araştırma sırasında gördüğümüz en ilginç ayrıntı ise, Herbalife, Aloevera gibi ürün pazarlamacıları için kartvizit basılabileceğini belirten ilan oldu. Anlaşılan, bu konu kendi çapında yan sektörlerin oluşmasını da sağlamıştı. Bizi en sarsan bilgiye kuşkusuz Sağlık Bakanlığı’nın cevabı ile ulaştık. Eczacılık Genel Müdür Yardımcısı Dr. Halil Akar’ın, mektubu hayati bir konuda aslında nasıl bir başıbozuklukla muhatap olduğumuzu göstermeye yetiyor. Bakalım önümüzdeki günlerde konuya ilişkin nasıl bir gelişme yaşanacak.

Mustafa ARSLAN

Kaynak: http://www.merhabagazetesi.com.tr

0 yorum: