18 Aralık 2007 Salı

Kolera, Kuzduz ve Meningokok Aşıları

KOLERA AŞISI
Dünyanın pek çok yöresinde koleraya neden olan suş Vibrio cholerae 01’dir. Aşı sadece %50 oranında ve kısa süreli bağışıklık sağladığı için WHO tarafından artıl önerilmemektedir. Ancak daha önce midesi alınmış ve dolayısıyla mide asidi bulunmayan veya H2- reseptör antagonisti veya antasit kullananlar, kolera ve diğer barsakta hastalık yapan mikroplara daha duyarlı olacaklarından bu grup hastalara diğer önlemleri yanısıra kolera aşısı da önerilebilir. Riskin devamı halinde 6 ayda bir ek doza gereksinim vardır. Yan etki olarak aşının yapıldığı bölgede lokal reaksiyonlar gelişebilir. Hamilelerde güvenilirliği konusunda veri yoktur.
Yeni, oral yoldan kullanılan genetik mühendislik teknolojisi ile elde edilmiş canlı bir aşı (CVD 103-HgR) İsviçre’de ruhsatlanmış ve bazı Avrupa ülkelerinde de kullanılmaya başlanmıştır. Bu aşı da parenteral aşı gibi non-01 (Bengal) suşuna karşı koruyucu değildir.

KUDUZ AŞISI
Kuduz virüsü insana ya kuduz bir hayvanın ısırması, yani cildin hayvanın dişleriyle bulaşıp açılan yaranın tükrükle bulaşması sonucu veya ciltte mevcut açık bir yara veya sıyrığın veya müköz membranların hayvanın tükrüğü veya beyin dokusu gibi virüsü taşıyan materyalle bulaşması olması sonucu bulaşır. Bu durumlar dışında, kuduz hayvanı sevmek, dokunmak vb. hallerde bulaşma olmaz. Virüsün nadir bulaşma şekilleri arasında korneal transplantasyon (göz nakli), laboratuarda aerosol halinde kuduz virüsü solunması sayılabilir. Genelde virüs kedi, köpek vd. et yiyen hayvanlar ve yarasalarla bulaşır. Kırsal kesimde tilki, kurt, nadiren tavşan, fare, sincap gibi hayvanlar aracılığıyla da bulaşma olabilir.

Ülkemizde yakın zamana kadar üretilip, kullanılan aşı Semple-tipi, formel inaktive infekte hayvan sinir dokusundan hazırlanan aşıydı. Bu aşıyla 1:200-1600 sıklığında ensefalomyelit ve polinöropati görülmesi ve bu komplikasyonu %14 oranında ölümle sonuçlanması nedeniyle günümüzde aşının üretimi durdurulmuş olup, yerine yurtdışından ithal edilen, insan hücre kültürlerinde hazırlanmış aşı (Human diploid cell vaccine, HDCV) kullanılmaktadır. Kuduz virüsü ile temas ettiği düşünülen bir kişiye bu aşı 1 ml dozda ve 0,3,7,14 ve 21. günlerde mutlaka deltoid adele (omuz eklemini örten kas) içine verilerek uygulanmalıdır. Aşı ile birlikte atlardan veya kuduz virüsü ile bağışıklanmış edilmiş insanlardan elde edilen hiperimmunglobulin de eş zamanlı olarak verilmelidir. Yara lokal olarak sabunlu suyla iyice yıkanmalıdır.

HDCV’ye bağlı enjeksiyon yerinde ağrı, şişlik ve kızarıklık %75’e varan sıklıkta görülebilir. %5-40 oranında baş ağrısı, halsizlik, adele ağrısı, bulantı ve karın ağrısı bildirilmiştir. Allerjik reaksiyonlar son derecede nadirdir. Kuduz aşısı bir virüs aşısı olup, hamile kadınlara yapılmasında sakınca yoktur.

Kuduz aşısı, kuduzla karşılaşma olasılığı yüksek kişilere (örneğin veterinerler, kuduz virüsü ile çalışan laboratuar personeli, sahada çalışanlar gibi) temas öncesi koruyucu olarak yapılmalıdır. Bu kişilerde risk devam ettiği sürece her iki yılda bir rapel (ek) doza ihtiyaç vardır.

MENİNGOKOK AŞISI
Bir bakteri (Neiserria meningitidis) aşısıdır. İçinde Nepal, Moğalistan, Suudi Arabistan ve Sahra Çölü güneyindeki Afrika ülkeleri hastalık açısından belli başlı riskli ülkelerdir. Özellikle Hac mevsiminde Mekke’ye gidecek hacılara meningokok aşısı önerilmelidir. Tek doz 0.5 ml subkutan (deri altından) aşı yeterli bağışıklık sağlar. Aşının seyahatten 1-2 hafta öncesi yapılması gereklidir. Splenektomili veya (dalağı alınmış) olanlara aşı mutlaka yapılmalıdır. Risk altındaki kişilerde her 3-5 yılda bir rapel (ek) doza gereksinim vardır. Aşıya ait ciddi bir yan etki bildirilmemiştir. Ciddi bir gereksinim olmadıkça hamile kadınlara uygulanmamalıdır. Gerekli olduğu takdirde HIV ile infekte kişilere uygulanabilir.

Meningokokal menenjit geçiren kişinin aynı evde yaşanan ailesine 4 gün süreyle önleyici antibiyotik tedavisi uygulanmalıdır. Hamile kadınlara bu tür tedavi uygulanmamalıdır.

0 yorum: