18 Aralık 2007 Salı

Kısırlığa Genel Bakış

İnfertilite (kısırlık) klasik olarak, korunmadan 1 yıl (6 ay ila 2 yıl arasında değişebilir) süre ile düzenli cinsel ilişki olmasına rağmen gebelik olmaması halidir.

Tanımlar ve sıklık

İnfertilite (kısırlık) klasik olarak, korunmadan 1 yıl (6 ay ila 2 yıl arasında değişebilir) süre ile düzenli cinsel ilişki olmasına rağmen gebelik olmaması halidir. "Primer İnfertilite" hiç gebelik elde edilemeyen bir çift için yapılan tanımlamadır. "Sekonder İnfertilite" ise çiftlerden biri veya her ikisinin daha önce bir gebelik sağlayabildiği durumdur. Tekrarlayan gebelik kayıpları ve erken doğumlar da canlı bebek sahibi olunmaması durumu olduğundan, kısırlık tanımı içine gebe kalıp ilk 20 haftada bebeğini kaybeden çiftler de sokulabilir. Bilinen yöntemlerle gebe kalması imkansız olan çiftlerin durumu "sterilite" olarak tanımlanmaktadır. Bugünlerde yardımcı üreme teknikleri (tüp bebek, mikroenjeksiyon), kloning (kopyalama), kiralık anne, yumurta ve sperm bağışlama hızla yaygınlaştığından sterilite tanımı son derece az kullanılmaktadır. Bu tanıma uyan ( örneğin doğuştan rahmi ve yumurtalıkları olmayan) bir kadın bile kiralık anne ve klonlama yoluyla bebek sahibi olabilir. Ancak bu tanım gebe kalamamak olarak anlaşılırsa bu tür hastalar hep olacaktır.

Yaklaşık olarak evli çiftlerin %15'i infertil olup, kısırlık %30 kadından, %30 erkekten, %40 oranında ise hem erkek hem kadından köken alan etkenlere bağlıdır. Erkeklere ait nedenler, (infertilitenin)kısırlık nedenlerinin yaklaşık %50' sini oluşturduğu ve kadın tetkiklerine göre daha kolay ve ucuz bir yöntem olması nedeniyle araştırmaya meni (sperm) analizi (spermiogram) ile başlanır. Kadının veya erkeğin daha önce çocuk sahibi olması araştırmaya spermiogram ile başlanılması durumunu değiştirmez. Sperm analiz raporu anormal çıkarsa kadınla ilgili yapılması planlanan tetkikler erkeğin durumu açıklığa kavuşuncaya kadar ertelenir. Spermiogram normal bulunursa kadınla ilgili tetkiklere hemen başlanılır. Kadın infertilitesinin nedenleri arasında %40 yumurtlama, %40 tüplerde ve % 10'dan daha az olarak anatomik şekil bozuklukları ve tiroid hastalıkları gibi diğer hormonal nedenler bulunmaktadır. Sigara içmenin gebelik üzerine bilinen etkileri yanında sigara içen erkek ve kadında döllenme yeteneğinde azalma olduğu tespit edilmiştir. Sigaraya başlama yaşı ne kadar erkense bu risk o kadar artmaktadır. Marihuana, eroin, kokain vb. uyuşturucular üreme fonksiyonunu bozar, sperm yapımını azaltır.

Gebeliğe ve bir bebeğe kavuşmak bazan çok kolay bazan zordur. Korunmayan çiftler ilk ayda %20, 3 ayda %40, 6 ayda %60 , 12 ayda %85 oranında gebe kalabilmektedirler. Buradan da görüldüğü gibi yeni evli çiftlerin 1 yılı doldurmadan doktora çocukları olmadığı gerekçesiyle başvurmaları akılcı değildir. Bazı kadınlar çok şanslıdırlar ve kolayca gebe kalabilirler. Bazıları ise uzun yıllar uğraşarak gebelik ve bebek sahibi olabilirler. Bütün testleri normal olan çiftlerde, kadında yumurtlamanın olduğu ayda gebelik oranı % 20-25’dir. Bir yılın sonunda ise bu oran % 85’e çıkar. Yeterince uzun süreler denemeden "Bu ay yumurtlama oldu mu? Neden gebe kalamadım?" şeklinde kaygılar bilimsellikten uzak ve gebe kalmayı daha da zorlaştıran faktörlerdir.

İnfertilite yani Kısırlık, tanı ve tedavisi bir ekip çalışması gerektiren ve sistemin kendi içinde geri dönüş yollarıyla denetlendiği, tıbbi bir sorundur. İnfertilite hem erkek hem de kadından kaynaklanabilen, kadının gebe kalamaması ve çocuk doğuramaması ile sonuçlanan erkek veya kadın üreme sisteminin bir hastalığıdır.
Çiftin değerlendirilmesi tedavinin başarısını etkilemesi açısından çok önemlidir. İnfertilite tedavisinde ince detaylar başarı şansını etkileyebilmektedir. Bir araştırmada kısırlıkla doktora başvuran çiftlerin % 3-5 kadarının hiç bir fiziksel sorunu olmaksızın psikolojik nedenlerle gebe kalmadığı, bu çiftlerde psikiatrist veya psikolog yardımıyla gebelik sağlandığı gösterilmiştir. Gebelik son derece doğal bir olaydır. Ancak oluşumu için beyin, beyin sapı, böbrek üstü, tiroid, yumurtalık, pankreas hormonları, tüpler, rahim, rahim ağzı, testisler, erkek üreme organ fonksiyonlarının son derece ince dengelerle, uyum içinde
çalışması gereklidir. Tüm bu sistem ve organların şimdiki veya daha önceki sorunlarının veya bozukluklarının sorgulanması, araştırılması çoğu zaman uzun, yorucu ve ciddi bir süreçtir. Tüm tıbbi yaklaşımlarda olduğu gibi tanı öncesi görüşme ve öykü alma kısırlık için çok önemli bir aşamadır. Çiftin tüm özelliklerinin bilinmesi, kendileri için en uygun tedavinin planlanmasını sağlayacak ve başarı şansı da bu oranda yüksek olacaktır. Başarısız bir tedavi sonrasında veya gebelikte problemlerle karşılaştığımızda geriye dönük sorgulama yerine, önceden tedbirleri almak ve olası problemlere karşı hazırlıklı olmak başarı için vazgeçilmez bir önkoşuldur. Bu yüzden infertil çiftin değerlendirilmesi ilk görüşmede detaylı bir öykü ile başlar.
İnfertilite, çiftin ortak problemi olduğundan, çiftlerden birinin yardım etmemesi, araştırmaya katılmaması tedaviyi imkansız hale getirebilir. İlk görüşmede dikkatli bir sorgulamadan sonra, nedenlerin araştırılması, olası bulgular, değişik tedaviler ve sonuçlarının tartışılması gibi detaylı ve sıralı bir yol izlenecektir. Çocuk sahibi olmak amacıyla bir tedavi merkezine başvuran çiftlerde infertilitenin tanımlanması, infertiliteye sebeb olan faktörlerin belirlenmesi, buna bağlı tedavinin düzenlenmesi herşeyden önce infertil çiftlere yeterince zaman harcamaktan geçmektedir. Adet düzeni, kötü alışkanlıklar, meslek, çalışma koşulları, cinsel ilişki sıklığı, geçirilmiş hastalıklar, geçirilmiş ameliyatlar vb. öğrenilmelidir. Bu görüşmeler sırasında çiftlerin tüm sorunlarını ve psikolojik durumlarını ifade etmeleri önemlidir. Başlangıçta eşlerin birlikte konuşmaya gitmesi önemli olup infertilite probleminin eşlerin ortak sorunu olduğu, tanıda kullanılacak yöntemler ve planlanan işlemler, tedavi basamakları tek tek anlatılmalı ve hekim daha işin başında profesyonel bir davranış ile tetkiklerin basamaklar halinde yapılacağını, hangi basamakta, hangi koşullarda, hangi tedavilerin uygulanabileceğini çifte anlatmalıdır. İlaç tedavileri, cerrahi tedaviler, aşılama ve en sonunda tüp bebek uygulamalarına kadar gidebilecekleri ve herbir yöntemin başarı ve yan etkileri anlatılmalı, çifte güven verilmelidir. Bu sırada eşlere yeterince zaman ayırmak suretiyle tedavinin sürekliliği sağlanmalıdır.

Hekimin kısırlıkta en önemli katkısı çiftin tespit edilen sorunlarını mümkün olduğunca ortadan kaldırarak doğal yollarla gebe kalma şansını sağlamaktır. Birinci basamak dediğimiz bu dönemde başarılı olunamadıysa, yani gebelik elde edilemediyse hemen ikinci basamak dediğimiz yardımcı üreme tedavilerine geçmek gerekebilir. Birinci basamakta hekim, çifti oyalamadan, ne zaman ileri düzey üremeye yardımcı tekniklerin gerektiğini belirleyerek, çifti uygun bir merkeze yönlendirmelidir.

0 yorum: