25 Aralık 2007 Salı

MEYVE VE SEBZE SULARI

MEYVE VE SEBZE SULARI

Kimisi berrak, kimisi bulanık, kimisi tatlı, kimisi buruk olan bu suların

tadından vazgeçmek mümkün değildir.

İçinde koruyucu ve katkı maddesi olmayan sulardan bahsediyoruz tabii. En iyisi evde yapmak.

Meyve ve sebze suları asit olmalarına karşın, bedende asit yapmaz; tersine kanı alkaliye

dönüştürerek temizler, kolesterol miktarını düşürür ve insanı gençleştirir. Bu şifalı

sular aynı zamanda besleyicidir. İçlerinde birçok madensel tuz vardır.



Çiğ sebze ve meyve sularının özellikleri üzerinde durmamız yararlı olur. Bu

konuda uzmanlaşmış olan Dr. N.W. Walker'a göre, çağımız insanları yeterince

çiğ besin alamamaktadır. "Sebzeler pişince besin değerini önemli ölçüde kaybeder. "

Bu yüzden çağımız insanlarını birçok dejeneratif hastalık (mide asiditesi, mide ülseri, romatizma,

gut, arterit, kabızlık, kolit, safra kesesi hastalıkları, v.b.) beklemektedir.

Dr. N.W. Walker'in bu ilginç görüşünü biraz açıklayalım:



Bedeni besleyen ve bedene hayat dolu enerji veren enzimlerdir. Bunlar ısıya

karşı çok duyarlı olduklarından, +40°C'ta ölürler. Enzimler bitkilerdeki elle

tutulamayan, manyetik, kozmik enerjinin özüdür. Bu öz insan bedeninin her

atomunu etkiler. Enzimler kimyasal olayları etkileyen karmaşık maddelerdir.

Besinimizi sindirmemizi ve onu kanımıza mal etmemizi sağlarlar.

Bu gerçeği kabul ettikten sonra çiğ sebze ve meyve sularını neden pişmiş

besine yeğlemek gerektiğini anlamamız kolaylaşır. Bitkiler çiğ yendiğinde, hücrelerin

ve dokuların bunlardan yararlanabilmesi için birkaç saatlik bir sindirim gereklidir.

Çiğ besinin lifinde besleyici nitelikler yoktur. Lifler bağırsakta bir «süpürge» işi görür

ve bağırsağın boşalmasın) kolaylaştırır. Bu yüzden az miktarda posasından (lifinden)

ayrılmamış meyve, sebze de yemeli. Posasından ayrılmış çiğ sebze ve meyve suları

ise sindirim sistemini yormaz, bağırsaklara aşırı yük yüklemez ve beden tarafından

birkaç dakika denecek kadar kısa bir zamanda sindirilir. Meyve suları bedenin

«temizleyicisi», sebze suları ise «yapıcısı» ve «yenileyicisi» dir. Bedenin gereksindiği

amino asitler, mineraller, tuzlar, enzimler ve vitaminler bu sularda bulunur; yeter ki bunlar

olgun bitkilerden taze sıkılmış ye içine herhangi bir koruyucu madde katılmamış olsun,

Posasından ayrılmadan yenen çiğ meyve ve sebze 3-5 saat içinde sindirilir.

Bu arada besleyici yanının büyük bir kısmı sindirim organları tarafından yakıt

olarak kullanılır. Ancak çok az bir miktarı hücrelerle dokuların yenilenmesine yarar.

Çiğ sebze ve meyve suları ise 10-15 dakika içinde sindirildiğinden, yararın nerede

ise tamamı hücrelerle dokuların yenilenmesine yarar.



Öte yandan, bilindiği gibi, böcek ve haşereden korumak için bitkilere toksini bol

kimyasal maddeler püskürtülmektedir. Dr. N.W. Walker'a göre, her ne

kadar bu bitkileri kullanmak sağlığa zararlıysa da, toksinlerle zehirler bitkinin

yalnız liflerinde toplanmaktadır. Bitkinin atomları, molekülleri ve enzimleri ise

bu olumsuz maddelere karşı «alerjik» olduklarından, bunlardan etkilenmemektedir.

Toksinleri ve zehirli maddeleri kendinde toplayan lifleri kullanmadan

bitkilerden yararlanmanın en kestirme yolu, bitkilerin suyunu çıkarıp bunu içmektir.

Ancak, bu suyu çıkarmak için özel bir alet gerekir. Katı meyve sıkacağı ile istediğimiz

sonucu elde edebiliriz.

Bu canlı, şifalı suları ne miktar içmeli? Dr. Walker'a göre, az miktardan

başlayarak (başlangıçta gerekirse biraz sulandırarak) zamanla miktarı çoğaltmalıdır.

Günde 2 bardağa kadar çıkabilir. Sağlık kurallarına uygun biçimde

sıkılan sebze ve meyve sularını içmek bedenimizin yoksun olduğu elementleri

karşılar, bedenin yenilenmesine büyük katkıda bulunur.

Birçok insan meyve ve sebze suyunu sindiremediğini söyleyebilir. Bunun başlıca nedeni

bu suların yemek sırasında veya yemekten hemen sonra içilmesidir.

Meyve - sebze suları yemeklerden 1/2 saat önce veya sabahları aç karnına

içilirse gaz veya şişkinlik yapmaz. Gece yatmadan önce içilmeleri önerilmez.

Çünkü bu sular güçlendirici olduğundan, uykuyu engelleyebilir. Ayrıca

gece yatmadan fazla sıvı içmek de doğru değildir; çünkü fazla sıvı insana şişkinlik

vererek uykusunu kaçırır.

İster sebze, ister meyve suyu olsun, içki içer gibi yudumlayarak, ağızda tükürükle iyice karıştırarak,

her bir yudumun tadını alarak içilmeli. Bu sağlık verici içkiye bedeni alıştırmak için, içine bir miktar

su katılabilir. Prof. Boulet ve Dr. Muller karaciğerinden yanlara meyve suyu

kürünü, özellikle de üzüm suyu kürünü önerirler. Bu kür doktor gözetimi altında yapılmalı ve

kür süresince katı besin alınmamalıdır.

İçki içmeyenlere aperatif olarak meyve suları ikram edilebilir. Meyvelerdeki şeker bildiğimiz

beyaz şeker gibi karaciğeri yormaz ve bünyeyi yıpratmaz.

Tersine, bedenden eksilen mineralleri, vitaminleri tamamlar. Tüm meyve ve

sebze suları taze meyveden veya sebzeden sıkılmış olmalı; hazırlanmış, bekletilmiş veya

şişelenmiş olmamalıdır. Taze suları en geç yarım saat içinde içmek gerekir.

0 yorum: