ağız sağlığı, diş bakımı, diş eti hastalıkları, diş sağlığı, diş sorunları, fazla şeker tüketimi, kan şekeri düşüklüğü, Ramazanda diş çürükleri, Ramazanda diş sağlığı, tükürük salgısının azalması
Ramazan ayında şeker tüketiminin arttığını bunun aksine diş fırçalama ve ağız bakımının azaldığını belirten uzmanlar, Ramazanda sahurdan iftara kadar olan uzun sürede dişler fırçalanmadığında ağızda kolayca üreyen bakterilerin diş çürüklerini, dişeti sorunlarını ve ağız kokusunu arttırdığını belirtiyor.
Dr. Dt. Okhan Oral, “Ramazanda insanlar kan şekeri düştüğü için çok fazla şeker tüketiliyor. Özellikle iftarda şeker ağırlıklı gıdaların tüketimi artıyor. Bu da yemek sonrasında ağız bakımı yapılmadığında diş çürükleri ve diş eti hastalıklarına kadar birçok hastalık için ortam oluşturuyor” dedi.
İkinci önemli bir konunun da uzun süre yemek yenmediği için tükürük salgısının azaldığı olduğunu ifade eden Oral, şöyle konuştu:
“Tükürük yaraların iyileşmesinde mikroplara karşı önemli bir tabaka oluşturur. Bu azaldığı zaman mikrop üremeye başladığında yaralar artıyor. Ramazan döneminde tükürüklerin azalması ve şekerin fazla tüketilmesi nedeniyle bu ayda ağız bakımına çok daha fazla dikkat etmek gerekir.
İftardan sonra genelde dişler fırçalanmadığı gibi üzerine çay ve kahve içiliyor. Bu nedenle kolayca üreyen bakteriler ağızda asitlenmeye yol açmaktadır. Asitler de diş çürüklerine neden olmakta veya çürükleri hızlandırmaktadır.”
Özellikle sahurdan sonra dişlerin fırçalanmasının bu sorunları ortadan kaldıracağına işaret eden Oral, “Fırçalamadan sonra tuzlu su ile ağzın gargara yapılması, bakterilerin üremesini engelleyecektir” şeklinde konuştu.
6 Aralık 2009 Pazar
Ramazanda diş çürüklerine dikkat edin
Asitli içecekler diş düşmanı
apseli dişetleri, diş fırçalama, diş gıcırdatma, diş hassasiyeti, diş minesi aşınması, diş sementi aşınması, diş taşı, dişeti çekilmesi, dişeti hastalığı, dişlerde plak birikimi, kırık dişler, sert diş fırçalama, şiş dişetleri, tartar
Ağız ve diş sağlığı uzmanları, diş hassasiyetine karşı diş fırçanızı doğru seçmenizi, pütürsüz diş macunu kullanmanızı, en önemlisi de asitli içecekleri mümkün olduğunca az tüketmeyi tavsiye ediyor.
Dişlerinizde sıcağa-soğuğa, tatlı veya ekşi gıdalara, diş fırçalamaya karşı keskin ve derin bir ağrı hissediyorsanız diş hassasiyetiniz var demektir.
Dişlerin sıcağa-soğuğa, tatlı veya ekşi gıdalara, diş fırçalamaya karşı keskin ve derin bir ağrı veren diş hassasiyeti, dikkate alınması gereken bir diş sağlığı problemi.
Dişlerde hassasiyetin en çok, çürük ve eski dolgular dışında dişeti çekilmesi ile açığa çıkan kök yüzeylerinden kaynaklandığını belirten Diş Hekimi Protez Uzmanı Çağdaş Kışlaoğlu, diş hassasiyetine karşı diş fırçanızı doğru seçmenizi, pütürsüz diş macunu kullanmanızı, en önemlisi de asitli içecekleri mümkün olduğunca az tüketmeyi öneriyor.
Dişin en önemli tabakası olan ikinci tabakanın, mine ve kök yüzeyini kaplayan özel tabaka (sement) ile kaplandığını anlatan Dr. Kışlaoğlu, diş hassasiyetinin sebebi her ne kadar tam olarak anlaşılamamış ise de hassasiyetin, dişin sinirine mikron düzeyindeki kanalcıklar aracılığıyla iletildiği üzerinde durulduğunu kaydetti.
Dr. Çağdaş Kışlaoğlu, diş hassasiyetine sebep olan etkenleri şöyle sıralıyor.
- Sert diş fırçalama (Bu şekilde diş fırçalama, zamanla diş minesini ve sementi aşındırır.)
- Dişeti çekilmesi
- Dişeti hastalığı (Şiş ve apseli dişetleri de diş hassasiyetine sebep olur.)
- Diş gıcırdatma
- Diş taşı (Dişlerdeki plak birikimi de hassasiyete yol açan etkenler arasında yer alır.)
- Kırık dişler
Kola, gazoz gibi içeceklerin bol miktarda asit içerdiğine değinen Diş Hekimi Protez Uzmanı Çağdaş Kışlaoğlu, ayrıca greyfurt portakal, limonun da asitli meyveler olduğunu hatırlattı.
Sık sık asitli içecekler, bol miktarda limon ve sıkça portakal suyu tüketen kişilerin diş minelerinde aşınmalar meydana gelebileceğini söyleyen Dr. Kışlaoğlu, bu aşınmaların da dişlerde hassasiyete yol açabileceğinin altını çizdi.
Dr. Çağdaş Kışlaoğlu, ayrıca şu tavsiyelerde bulundu:
“Florlu diş bakım ürünleri kullanın, pütürlü macunları yahut diş temizleyicileri kullanmaktan kaçının. Beyazlatıcı bakım ürünleri diş hassasiyetinizi arttırıyorsa kullanmayı bırakın. Hassas dişler için hazırlanmış özel macunları tercih edin. Çok sıcak ve çok soğuk gıdalardan, bunları arkası arkasına tüketmekten özellikle kaçının. Asitli gıdaları minimuma indirin ve asitli gıdaları tükettikten sonra en az yarım saat dişlerinizi fırçalamaktan kaçının.”
Ağız kokusuna güle güle
ağız kokusu, ağız kokusuna güle güle, ağız kokusundan kurtulmak, ağız kokusunu engellemek, ağız kokusunu önleme yolları, ağız kokusunu önlemek, kötü ağız kokusu, kötü nefes, nefes kokusu, nefes kokusunu gidermek
Aslında birkaç küçük önlemle kolayca kurtulabilinecek ağız kokusu problemi yüzünden kişilerin zor durumlarda kaldıklarını, kendilerine olan güvenlerini yitirdiklerini ve konuşmaktan çekindiklerini ya da kişilerin onlarla konuşmaktan kaçındıklarını, böylece kendi içine dönen hastaların sosyal çevrelerinin kısıtlandığını ifade ediliyor.
Düşünün ki önemli bir iş görüşmesinin ortasındasınız; her adımı doğru attığınızı ve işi aldığınızı düşünmeye başladınız. Görüşmenin sonunda kendinizden emin bir şekilde ayağa kalktınız el sıkıştınız ve “sizinle konuşmak bir zevkti sizden haber bekliyorum” dediniz. Bir anda görüştüğünüz kişinin ifadesinin değiştiğini dudaklarını buruşturduğunu fark ettiniz, gülümsemesinde bir gerginlik oluştu ve sizde bir şeylerin yanlış gittiğini anladınız. En kötüsü de bunun sizin kötü nefesiniz yüzünden olduğunu fark ettiniz. Bu bırakmak istediğiniz en son izlenimdi.
Nefes kokusunu gidermeye dair öneriler…
- Eğer önemli bir görüşme ya da toplantının arifesindeyseniz baharatlı yiyeceklerden uzak durun. Yediğiniz şeyin miktarına bağlı olarak ne kadar sık dişinizi fırçalarsanız fırçalayın koku ağzınızda 24 saat kalabilir. Soğan, sarımsak, acı biber, sarımsak, salam, sucuk, pastırmadan kaçının. Aynı zamanda bazı peynirlerden (rokfor gibi) , bazı balıklardan hatta pizzanın üstündeki ançüez den bile uzak durun.
- Kahve, bira yerine su veya meyve suyu için.
- Bir şeyler yedikten sonra hemen dişlerinizi fırçalayın. Bu yediğiniz yemeklerle ilişkilendirilen kokuları uzaklaştırır. Ağız kokusunun en önemli nedeni diş plağıdır. Ağzımızda 50 trilyon kadar mikroskobik organizmanın dolaştığı tahmin ediliyor. Bunlar yemekten her bir parça alışımızla beraber dudaklarımız arasından ağzımıza girerler ve köşelerde kalırlar ve kötü koku üretirler. Sonuç olarak bu kötü kokudan kurtulmak için günde 2 defa dişlerimizi fırçalamalı ve bu plağı dışarı atmalıyız. Eğer yanınızda diş fırçanız ve macununuz yoksa en azıdan suyla ağzınızı çalkalayınız.
- Eğer 20 dakika ferah bir nefese ihtiyacınız varsa ağız gargarasıyla ağzınızı çalkalamak güzel bir fikir olabilir fakat bu Cinderella’nın balkabağı gibidir zaman geçip de yirmi dakika sona erdiğinde sihir de sona ermiş olacaktır ve siz yine ellerinizin arkasında konuşmaya başlayacaksınızdır.
- Maydanoz yemeyi ihmal etmeyin. Maydanoz sadece salatada kullandığımız yeşillik değildir aynı zamanda da bir nefes temizleyicidir. Maydanoz nefesinizi doğal olarak tazeler sadece tam olarak çiğnediğinizden emin olun. Aynı zamanda mutfağınızda bulunan bazı doğal otlar ve baharatlarda doğal nefes tazeleyicilerdir. Kötü nefesinizi hissettiğiniz anda karanfil, zencefil ve anason çiğneyebilirsiniz.
- Dişlerinizle beraber dilinizi de fırçalamayı ihmal etmeyin.
- Burnunuzdan nefes almaya çalışın. Ağızdan nefes almak kuru bir ağza neden olur ki bu kötü kokuya neden olan bakterilere zemin hazırlar.
Yukarıdaki pratik öneriler, nefes kokusu giderilmesinde işe yarayabilir ancak ısrar eden ağız kokularında kişilerin mutlaka bir diş kliniğini ziyaret etmeleri gerekir. Ağız kokusu diğer ağız problemlerinin işareti olabilir. Çürümekte olan bir diş ya da diş fırçalamayla temizlenemeyen bir plakta ağız kokusuna neden olabilir. Bir diş hekiminin yardımıyla kalıcı ferah bir nefese sahip olabileceğimizi unutmamalıyız.
Beyaz dişler için uzman önerileri
bembeyaz dişler, beyaz dişler, bleaching, diş beyazlatıcı bantlar, diş beyazlatıcı macunlar, diş beyazlatıcı solüsyonlar, diş beyazlatma, diş beyazlığı, diş fırçaları, diş macunları, diş sağlığı, güzellik, koyu dişler, koyu renk dişler, Şifalı Bitkiler, Suna Dumankaya, uzman önerileri
Bazı kişiler doğuştan şanslı olarak beyaz diş rengine sahiptirler. Bazen de genetik olarak daha koyu diş rengiyle doğarız. Peki, koyu dişlerden kurtulmak, bembeyaz dişlere sahip olmak mümkün değil mi? Tabi ki mümkün, işte uzmanlardan öneriler…
İnsanlarda diş renkleri de tıpkı ten renkleri gibi farklılıklar gösterir. Annenin hamileyken kullandığı veya çocukken kullanılan bazı antibiyotiklerden dolayı da diş rengi koyulaşabilir.
Sulardaki flour yoğunluğu da diş renginin koyulaşmasına neden olur. Diş beyazlatmaya başlamadan önce ağız muayenesi yaptırmalısınız. Bu muayenede ağız içerisindeki dolgular, porselen kaplamalar, çürükler ve minedeki çatlaklar belirlenmelidir. Uygulanacak olan beyazlatma işlemi dişleri beyazlatırken dolguların ve ağızdaki porselenlerin rengi değişmemektedir. Dolayısıyla bu durum beyazlatmaya karar vermede önemli bir kriterdir.
Uzmanından öneriler
Şifalı bitkiler ve güzellik uzmanı Suna Dumankaya evde diş beyazlatma için şu kürü öneriyor:
1 çay kaşığı karbonat, yarım limonun suyu ve 2 damla zeytinyağı bir kap içerisinde karıştırılır. Daha sonra diş fırçası bu diş beyazlatıcı kür içine batırılıp dişler fırçalanır. Böylece sigara gibi sebepler yüzünden sararan dişlerin beyazlaması sağlanır.
Beyazlatıcı bantlar ve solüsyonlar
Beyazlatıcı bantlar ve dişlere sürülen solüsyonlarla da dişleri beyazlatmak mümkündür. Ayrıca diş fırçaları ve diş macunları dişlerinizdeki lekeleri temizleyerek onları doğal beyazlığına kavuşturur.
Beyazlatıcı macunlar
Beyazlatıcı diş macunları, dişlerdeki lekeleri çıkarmak üzere hafif aşındırıcı bir madde içerirler. Bazı diş macunları ise daha fazla leke çıkaran parlatıcı maddelere sahiptir. Beyazlatıcı bir diş macunu kullanmadan önce, ürünün size uygun olup olmadığı konusunda diş hekiminize danışın.
Kemik kaybı lazerli implantla önlenebilecek
ağız sağlığı, Ağız ve Diş Sağlığı, ağızda kemik kaybı, diş kaybı, diş sağlığı, implantın ömrü, kemik kaybı, lazer tekniği, lazer teknolojisi, lazerli implant
Son yıllarda lazer tekniği kullanılarak üretilen implantların daha uzun ömürlü olduğu ve ağızda kemik kaybını en aza indirecek sonuçlar sağladığı belirtiliyor.
Meffert İmplant Enstitüsü Başkanı Ali Arif Özzeybek yaptığı açıklamada, son 1 yıldır dünyada daha yaygın hale gelen, lazer teknolojisiyle üretilen implantlarla çok iyi sonuçlar alındığını söyledi.
Lazer-lock teknolojisiyle üretilen bu implantların en üst kısmındaki 0.3 milimetrelik bölümde nano ve mikro düzeltmeler yapılarak epitel hücrenin kontrol altına alındığını anlatan Özzeybek, bu teknolojinin ilk olarak ABD’de uygulanmaya başlandığını, son 1 yıldır başka ülkelerde de yaygınlaştığını belirtti.
Özzeybek, şunları kaydetti:
“Eski teknolojiyle üretilen implantların uygulandığı tedavide 1. yılın sonunda çenedeki kemik kaybı 1 milimetre iken lazerle üretilenlerde sadece 0.20 milimetre oluyor. Eski yöntemle üretilen implantların kemiğe kaynadığı yerde oluşan oyuğa zamanla bakterilerin yerleşmesi sonucu meydana gelen kemik kaybı, implantın ömrünü kısaltıyor. Oysa lazerle üretilen implantta epitel hücre kontrol altına alındığı için yok denecek kadar az bir oyuk meydana gelmesi nedeniyle bakteri oluşumu engelleniyor. Bu da implantın ömrünü uzatıyor.”
Lazerle üretilen implanttaki kemik kaybının, bugüne kadar bu tedavide ortaya çıkan en düşük oran olduğunu bildiren Özzeybek, yeni geliştirilen bu teknolojinin Lazer Lock Amerikan Osseointegrasyon Derneği’nin “en iyi buluş” ödülünü aldığını söyledi.
Beslenme çocuğun diş gelişimini de etkiliyor
abur cuburlar, Beslenme, beslenme çantası, çocuğun beslenmesi, çocuğun diş gelişimi, çocukların beslenmesi, çürük dişler, çürük oluşumunu engellemek, dirençli dişler, diş cürüğü, diş fırçalama, diş gelişimi, diş sağlığı, diş ve dişeti gelişimi, dişeti sağlığı, dişlerin düşmanı, florür, fluor uygulaması, fosfor, gissür örtücüler, kalsiyum, nişasta içeren yiyecekler, şeker içeren yiyecekler, vitamin çeşitleri, vitamin ihtiyacı, vitaminler, vücut gelişimi
Uzmanlar, dengeli beslenmenin çocuğun genel vücut gelişimini etkilediği gibi onun diş ve dişeti gelişiminde de çok önemli rol oynadığını belirtiyor ve anne babalara uyarılarda bulunuyor.
Anne ve babaları çocukların diş sağlığı konusunda uyaran Diş Hekimi Çağdaş Kışlaoğlu çürüksüz ve sağlıklı dişler için beslenme çantasının önemine dikkati çekti.
Çocukların okula, genel beslenmenin yanı sıra diş sağlığı açısından da uygun özelliklerde besinlerle hazırlanan bir beslenme çantasıyla gönderilmesi gerektiğini ifade eden Kışlaoğlu, beslenme çantası hazırlarken dikkat edilmesi gerekenleri açıkladı.
Nişasta ve şeker içeren yiyeceklere dikkat edilmeli
Çocuğunuzun diş gelişiminin tam olması ve dişlerinin sağlıklı bir dişeti tarafından çevrelenmesi için doğru bir beslenme programına ihtiyacı vardır.
Karbonhidrat ağırlıklı beslenme düzenine sahip bir çocuk, diş çürüklerinin oluşumu açısından risk altındadır. Özellikle nişasta veya şeker içeren, ayrıca yapışkan olan gıdalar çok fazla tehlike içerirler. Çünkü nişasta veya şeker içeren yapışkan yiyecekler dişler üzerine yapışarak uzun süre orada kalabilirler. Bu da diş çürükleri açısından oldukça elverişli bir ortam yaratır. Bu nedenle alışveriş yaparken şeker ve nişasta içeren gıdalarda daha seçici davranınız ve bu gıdaların tüketimini en aza indirmeye çalışınız
Vitaminler, kalsiyum, fosfor ve florür önemli
Güçlü, çürüğe karşı dirençli dişlerin oluşumu için, tüm vitamin çeşitleri beslenmede yer almalıdır. Ayrıca çocuğunuzun beslenmesi çok miktarda kalsiyum, fosfor ve uygun seviyelerde florür içermelidir. Bu nedenle beslenme çantasında sıkça bulunması gereken gıdaların başında süt ve süt ürünleri gelmektedir. Sütlerin kutuları açılmadığı müddetçe oda sıcaklığında da güvenle saklanabilir. Sütün yanı sıra yoğurt ve ayran da sağlıklı seçimler olacaktır.
Ayrıca sebze ve meyvelerin çocuğunuzun vitamin ihtiyacını karşılaması için mutlaka beslenme çantasında yer alması gerektiğini vurgulayan Kışlaoğlu sandviçin içine domates, salatalık veya tatlı yeşil biber dilimleri eklemenin ya da patatesli börek yerine sebzeli böreği tercih etmenin çocuklar için daha uygun olacağını belirtti.
Kışlaoğlu “Bunların dışında beslenme çantasında mutlaka her gün bir meyve bulunmalıdır. Yemekten sonra meyve tüketemeyecekse bile, teneffüs aralarında açlık hissettiğinde açlığını dindirmenin en sağlıklı yolu meyve tüketimidir. Meyve ve sebzelerin doğrandıktan sonra bekletilmesi vitamin kayıplarına yol açtığından dolayı, beslenme çantalarına konulacak sebze ve meyvelerin mümkün olduğunca tek parça olarak konulması daha uygundur” dedi.
Abur cuburlar dişlerin en büyük düşmanı
Florür, çocuğunuzun diş çürüğüne karşı en büyük koruyucusu iken, sık sık abur cubur yenilmesi ise en büyük düşmanı olabilir. Kurabiyeler, şekerlemeler, kurutulmuş meyve, asitli içecekler, tuzlu krakerler ile patates cipsleri gibi birçok gıda ve çerezde bulunan şeker ve nişasta, dişlerdeki plak ile birleşir ve asit oluştururlar. Bu asitler, diş minesine saldırarak, çürüklere neden olabilirler. Bu nedenle bu yiyeceklere çok dikkat edilmeli ayrıca çocuğunuzun diş hekimi tarafından düzenli olarak kontrollerinin yapılması da ihmal edilmemelidir.
Çürük oluşumu engellemek için başka neler yapılabilir?
Çürüğü tamamen engelleyebilecek bir aşı ya da ilaç henüz geliştirilemedi, ancak çürük sayısını azaltmaya yönelik malzemeler günümüzde kullanılmaktadır.
Fissür örtücüler
Azı dişlerinin çiğnemeye yüzeyinde fissür denilen küçük çukurcuklar vardır. Fissür örtücü malzemeyle çukurcukların üzeri kapatılıp; o bölgeye mikrop, yemek artığı vs’nin sızması engellenerek çürüğün başlaması önlenir. Bu işlem 6 yaşından itibaren kalıcı azı ve küçük azı dişlerine uygulanabilir.
Fluor uygulaması
Çürüğü engellemenin başka bir yolu da çürüğe karşı direnci arttırmaktır. Dişlere yüzeysel fluor uygulanması suretiyle bu direnç kazandırılır.
Diş fırçalama
Anne ve babalardan en sıklıkla duyduğumuz yakınma çocuklarının diş fırçalamadığıdır. Çocukların ileriki yaşlarda bu alışkanlığı sürdürmesinin en kolay ve etkili yöntemi erken yaşlarda diş fırçalamaya başlanmasıdır. Bu nedenle okulda yemekten sonra dişlerini fırçalaması için uygun bir fırça ve macun çantasına konulmalı ve önemi anlatılmalıdır.
Kötü görünen dişler özgüven kaybına neden oluyor
aktörlük, çapraşık dişler, çapraşık dişlerin düzeltilmesi, çene kemiği, çene uyumsuzlukları, çenesel uyumsuzluk, davranışlar, diş bakımı, dış görünüş, diş güzelliği, diş sağlığı, diş uyumsuzlukları, dişlerin konuşmadaki önemi, dişsel bozukluklar, düzgün konuşamama, düzgün konuşma, düzgün konuşma sorunları, estetik dişler, estetik görünmek, estetik operasyon, estetik yöntemler, konuşmayı etkileyen sorunlar, Kötü görünen dişler, ortodontik problemler, özgüven, özgüven kaybı, özgüven kaybının nedenleri, politikacılık, şarkıcılık, spikerlik, tutukluk, yüz uyumsuzlukları
Dış görünüş ile özgüven arasında çok yakın bir bağlantı vardır. Dış görünüşünün kötü olduğunu düşünen kişi, özgüvenini kaybedebilir.
Kişinin davranışlarında özgüven kaybından kaynaklanan bu tutukluk, çoğu zaman konuşmaya ve iletişime yansır. Özgüvenini tekrar kazanmak isteyenler yüzünde veya vücudunda değişiklik yaratmak için, çoğu zaman estetik yöntemlere başvururlar. Yani estetik operasyon başvurularında sebep çoğu zaman özgüven kazanımıdır.
Dişler, yüzümüzün en dikkat çeken yeri olduğu için, küçük kusurların bile hemen göze çarptığını belirten, Diş Hekimi Protez Doktoru Çağdaş Kışlaoğlu, sağlıklı ve bakımlı görünen dişlerin, insanların dikkatini daima pozitif yönde etkilediğini söyledi.
Kışlaoğlu’na göre, sağlıklı dişler kişide özgüveni arttırırken, kötü görünümlü dişler ise özgüveni kaybettirir, kişi gülümsemeye ve konuşmaya çekinir. İşte bu noktada diş estetiği devreye giriyor. “Eskiden dişi ağrıyana, şişene dek insanların aklına diş hekimine gitmek gelmezdi. Yani ihtiyaçtan diş hekimine gidilirdi.” diyen Dr. Çağdaş Kışlaoğlu, artık güzellik kaygısıyla, hastaların sırf danışmak için bile diş hekimine gittiğinin altını çizdi.
Dişlerin konuşmadaki önemi
Konuşma, insan ilişkilerinin en önemli özelliklerindendir. Kendine güvenen bir bireyin kullandığı kelime ve kurduğu cümleler o kişi hakkındaki tüm düşünceleri olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebilir. Konuşmada en önemli etken ağzımız ve dişlerimizdir. Diş yapısı bozuk olan bir kişi genellikle konuşmaktan kaçınır ya da konuşurken ağzını kapatma gereği duyar, bu da sosyal hayatı ve iletişimi kötü yönde etkileyen en büyük sebeplerden biridir.
Politikacılık, aktörlük, spikerlik, şarkıcılık gibi bazı meslekler, büyük ölçüde düzgün konuşmaya dayanır.
Dişlerin konuşmaya fiziksel etkisi
Düzgün konuşmada dişlerin önemli rolleri vardır. Dişler çene kemikleri, dişetleri, dil ve damak, konuşma ile ilgili görevlerini bir bütün halinde yürütürler. Kullandığımız kelimelerdeki tüm harfler, dişlerimizin ne ölçüde tam olduğuna bağlı olarak istenilen sesi çıkarmamızı sağlar. Dişleri takma olan bir kişinin dişlerini çıkardığındaki konuşmasını düşünürsek, dişlerin konuşmamızı ne denli etkileyebildiğini kavramak hiç de zor olmayacaktır.
Örnek vermek gerekirse;
1. DE ve TE sesleri, dil ucunun, üst kesicilerin damak tarafındaki eğiminden destek almasıyla çıkar.
2. FE ve VE sesleri ise, alt dudağın, üst kesicilerin kesici uçlarına temas etmesiyle çıkar.
3. SE sesi, karışık bir işlemle çıkar. Alt ve üst kesiciler birbiriyle temas halindeyken, dilin, azıların dil tarafındaki yüzeyinden destek alması ve dil ucunun da (kesiciler arasında bir oluk yapıp) hava borusu oluşturmasıyla gerçekleşir. ŞE ve JE sesleri de buna benzer bir işlemle gerçekleşir; fakat bu sırada dil ucu göreve katılmaz.
Dişler çene kemikleri, dişetleri, dil, damak, buların hepsi, çiğneme, tat alma, yutkunma ve konuşma ile ilgili görevlerini bir bütün halinde yürütürler.
Konuşmayı etkileyen diğer bir etkenin de ortodontik problemler denilen, çenesel uyumsuzluk veya dişsel bozukluklar olduğunu ifade eden Kışlaoğlu, ortodonti’nin çapraşık dişlerin düzeltilmesi, diş, çene ve yüzdeki uyumsuzlukların giderilmesi ile ilgilenen bir bilim dalı olduğunu belitti.
Ortodontistlerin, çene kemiği ve dişlerimizin doğru yerde ve doğru konumda yerleşmesini sağladığını açıklayan Kışlaoğlu, “Dişlerdeki çapraşıklıkların düzeltilmesi ile önemli bir estetik kazanım ve konuşma kolaylığı sağlandığı gibi, ağız ve diş sağlığına da birçok faydası vardır.
Çapraşıklıkların giderilmesi ile bu bölgelerin daha kolay ve etkili temizlenmesi sağlanır, böylece çürük ve dişeti hastalıklarının önüne geçilmiş olur. Ayrıca dişlerin ve çenelerin birbiriyle kapanışları düzeleceği için kullandığımız kelime ve harflerin telaffuzu daha net sağlanır.” diye konuştu.
Bakımsız ve sağlıksız dişler hastalık nedeni
ağız sağlığı, Ağız ve Diş Sağlığı, antikorların üremesi, bakımsız dişler, bakteriler, böbreklerde nefrit, damarlarda tıkanma, diş çektirmek, diş çürükleri, diş hekimine gitmek, diş iltihapları, diş sağlığı, diş ve dişeti iltihapları, dişeti hastalıkları, dişeti iltihapları, dişeti iltihaplarının artması, dişeti sağlığı, dişlerin sağlığı, diyabet, diyabet hastaları, diyabetin kontrolü, enfeksiyonlar, hastalık nedenleri, hazımsızlığın nedenleri, hazımsızlık, hızlı yeme alışkanlığı, kalp kapakçığının iltihaplanması, kalp ve damar hastalıkları, kan şekerinin yükselmesi, kronik diş enfeksiyonu, kulak - burun - boğaz hastalıkları, sağlıksız dişler, Şeker Hastalığı, şiddetli diş ağrısı, vücut sağlığı, yemekleri hızlı yemek, yemekleri iyice çiğnemek, yüksek kan şekeri
Toplum olarak nedense diş hekimine mecbur kalmadıkça gitmeyi sevmiyoruz. Oysa uzmanlar, sadece dişlerimizin sağlığı için değil, vücut sağlığımız için de diş hekimine gitme alışkanlığını edinmemiz gerektiğini belirtiyor.
Sadece şiddetli bir diş ağrısı çekildiği zaman diş hekimine gidenlerin bu ihmalin nelere yol açacağını bilmediği açık.
Tedavi edilmeyen diş ve dişeti iltihapları, diş çürükleri vücudun çeşitli bölgelerinde çeşitli rahatsızlıkların ortaya çıkmasına neden oluyor.
Sağlıksız dişler vücudu nasıl etkiliyor?
Dişeti hastalıklarıyla diyabet arasında ilginç bir bağlantı var. Dişeti iltihabı kan şekerini yükseltiyor, kan şekerinin yükselmesi de dişeti iltihaplarının artmasına neden oluyor.
Diyabet hastalarında diş sağlığı çok büyük önem taşıyor. Diyabetin kontrol altında tutulabilmesi için öncelikle kişinin dişeti sağlığını kontrol altına alması gerekiyor.
Diş problemleri hazımsızlığa da neden oluyor. Yemekleri iyice çiğneyemeyen kişiler, yemekleri parçalayamadığından yumuşak yiyecekleri tercih ediyor ve hızlı yemek yediklerinden hazımsızlık çekiyor.
Enfeksiyon riski çok fazla
Kronik diş enfeksiyonuna yol açan bakteriler, birtakım antikorların üremesine neden olarak böbreklerde nefrite yol açıyor. Kalp ve damar hastalıklarını da etkiliyor.
Diş iltihapları, kalp kapakçığında iltihaplanmalara ve kalbi besleyen damarlarda tıkanmaya yol açıyor. Bunların yına sıra, bazı kulak – burun – boğaz hastalıkları da diş ve dişeti sorunlarının etkisiyle ortaya çıkıyor.
Yaşlılıkta bunamamak için dişlerinizi fırçalayın
ağız hijteni, ağız sağlığı, Ağız ve Diş Sağlığı, akıl sağlığı, alzheimer, bakımsız dişler, bunama riskini azaltmak, bunamanın çaresi, diş bakımı, diş eti sağlığı, diş etlerinde sorun, diş fırçalamanın faydaları, diş fırçalamanın yararları, diş hijteni, diş sağlığı, dişleri fırçalamak, hafıza sağlığı, hastalık nedenleri, kötü durumdaki dişler, oral hijyen, sağlık, yaşlılık, yaşlılıkta bunama
Uzmanlar, kötü durumdaki dişlerin vücutta birçok hastalığa yol açtığını, uzun süre bakımsız bırakılan dişlerin akıl sağlığını olumsuz yönde etkileyip yaşlılıkta bunamaya da neden olabileceğini belirtti.
ABD’de Columbia Üniversitesi bilim adamları, 2300 erkek ve kadın arasında yaptıkları araştırmalarda diş fırçalamanın ileriki yaşlarda ortaya çıkabilecek Alzheimer ya da bunama gibi rahatsızlıklara yakalanma riskini düşürdüğünü belirtti.
Diş eti sağlığının hafıza ile bire bir bağlantısı bulunuyor. Yine araştırmada oral hijyene dikkat etmeyen ve diş etlerinde sorun bulunan kişileri daha fazla Alzheimer ya da bunama saptandığını ortaya koydu.
Sahte dişçiler insan hayatını tehdit ediyor
ağız hijyeni, ağız sağlığı, Ağız ve Diş Sağlığı, diş hijyeni, diş muayenesi, diş sağlığı, diş tedavisi, sağlık standartları, sahte diş hekimi, sahte diş hekimleri, sahte dişçiler, sterilizasyon
Uzmanlar, sahte diş hekimlerinin açtıkları muayenehanelerde sağlık standartlarına ve sterilizasyona uygun olmayan şartlar altında muayene ve tedavi yaptıklarını, bu durumun ölümle sonuçlanabilecek tehlikelere neden olabileceğini belirtiyor.
Türk Diş Hekimleri Birliği Genel Başkanı Prof. Dr. Murat Akkaya, Türkiye genelinde 3 bin civarında sahte diş hekimi bulunduğunu belirtti.
Türk Diş Hekimleri Birliği Genel Başkanı Prof. Dr. Murat Akkaya, sahte diş hekimleri ile ilgili açıklamada bulundu.
Türkiye’de 3 bin sahte diş hekimi bulunduğunu ifade eden Akkaya, bu sorunun sadece Türkiye’de değil diğer ülkelerde de var olduğunu söyledi.
Akkaya, diplomasız olarak yapılan müdahalelerin çok büyük sorunlara neden olduğunu belirterek, Türkiye genelinde diş hekimleri odalarının bu kişiler hakkında denetim yapılması için devletin kurumlarına ihbarlarda bulunduğunu, ancak sonuç alınamadığını kaydetti.
Akkaya, “Sahte diş hekimlerine önceden daha az ceza veriliyordu. Şimdi ise 3-5 yıl hapis cezası veriliyor. Bu ceza paraya çevrilmiyor ve tecil edilmiyor. Bu ceza caydırıcı olmasına rağmen yine de yeterli değil. Denetimlerin sıkı yapılması lazım.” diye konuştu.
Devlet’e ait ağız ve diş sağlığı kurumlarının ihtiyacı karşılayamadığını söyleyen Akkaya, şöyle dedi:
“Devlet kendi kurumlarında ağız ve diş sağlığı hizmeti veriyor. Bunun sayısı vatandaşın ihtiyacını karşılayacak düzeyde değil. Bir vatandaş diş için devletin kurumuna gittiği zaman 120 veya 6 aya kadar beklemek zorunda kalıyor. Bu zaman içinde dişteki riskler de artıyor. Buna çözüm bulunmalı ve tedbirler alınmalı.”