11 Şubat 2008 Pazartesi

Olgun ciltlere makyaj

Mor halkalar, çökük yanaklar, kırışıklarla çevrelenmiş bir yüz. Çözümü, estetik cerrahide aramayın. Birkaç makyaj hilesiyle yüzünüzdeki bütün yaşlılık izlerini silebilirsiniz.

Eğer 30′lu yaşlarınızı sürüyorsanız, ergenlikten bu yana makyaj stilinizin ne kadar değiştiğini fark etmişsinizdir. O yaşlarda sadece makyaj yapabilecek kadar büyüdüğümüzü ima eden açık pembe rujlarımız, şeftali tonlarında allıklarımız, 20′li yaşlarda yerini, bir film yıldızı görünümünü elde etme çabasının baş kahramanı eye-liner’a, koyu renk farlara ve şuh dudaklar yaratmada birebir koyu kahve dudak kalemlerine bırakır. 30′lu yaşlarda ise, çaba daha güzel görünmekten çok, daha genç görünmek üzerine yoğunlaşır. Yerçekimi etkisine ve kötü hava koşullarına daha fazla direnemeyen cilt, yer yer kırışmaya ve sarkmaya başlar. İşte bu yaşlarda makyaj yapmak gerçekten büyük bir ustalık ister. Zira, kırışıkların arasına giren fondöten ve farlar, yaşlılık izlerini daha çok ortaya çıkarır.

Diba Kuaför’den makyöz Songül Akalın, Bayan SABAH okurlarına 21. yüzyıl harikası kozmetiklerle, olgun makyajın püf noktalarını anlattı.

Ten; pürüzsüz ve diri
Makyajda fondötenin görevini hepimiz biliyoruz. Makyajın zeminini oluşturmak ve hataları kamufle etmek… Ancak bu taze bir cilt için geçerli. 30′lu yaşlarda fondöten, sivilce, leke gibi hataları yok edebilir ancak özellikle mimikler dolayısıyla ortaya çıkacak çizgileri daha çok ortaya çıkarır. Bu nedenle fondöten kullanırken son derece dikkatli olunmalı, yoğun akıcı olmayan fondötenler yerine, ince likit fondötenler tercih edilmelidir. Böylece cilt hem rahatlıkla nefes alabilir, hem de fondötenin kalın dokusu kırışıkların arasına girerek daha da belirgin olmasını engellemiş olur. Daha ileri cilt deformasyonlarında ise, likit de olsa fondöten kullanmamak en iyisi. Bunun yerine bir fırça yardımıyla sürülecek toz pudra, cilde doğal ve pürüzsüz bir ifade vermek için yeterlidir. Renk seçiminde ise, asla cildin doğal rengi dışına çıkılmamalı. Özellikle çok açık renk kullanılmamaya özen gösterilmelidir. Geyşalar gibi bembeyaz bir yüzle dolaşmak olsa olsa var olan kırışıkların daha da belirginleşmesine neden olur.

Allık seçimine gelince. Mürdüm eriği, koyu kahve, sedefli pembe gibi renkler yerine, göz, saç ve ten renginize uygun olarak seçeceğiniz açık toprak tonlarıyla yüzünüzü gölgelendirip, canlılık kazanmasına yardımcı olabilirsiniz.

Gözler yaşı ele verir
Yaşlılık belirtilerinin ilk fark edildiği bölge olan göz çevresi, bu yaşlarda daha özenli bir bakımı gerektiriyor. Yorgunluk, hastalık veya yaşlılık nedeniyle oluşan göz torbalarını kozmetikle en aza indirmek mümkün.

Küçük dokunuşlar şeklinde sürülen cover-stick, göz altındaki yorgun ifadeyi silmeye ve mor halkaların kapatılmasına yardımcı olur. Özel bir geceye katılacaksanız, cover-stick’in üzerine minik bir fırça yardımıyla süreceğiniz açık renk far, yoğun ışıkta oluşması muhtemel gözaltı morluklarını kapatmak için etkili bir yöntem. Ancak bütün malzemeleri abartmadan, kararında kullanmak şartıyla.

Daha sonra, göz kapağının tamamına sürülen açık renk farla gözlerinizi aydınlatabilir, daha diri bir görünüm elde edebilirsiniz. Göz kuyruğundan pınarına kadar yapılan koyu renk gölgeleme işlemiyle, düşük gözkapaklarınıza daha derin bir ifade verebilirsiniz. Bu arada gölge yapacağım diye gözkapaklarınızı renk renk boyamaya kalkmayın. Biri açık biri de koyu renk olmak üzere iki renkli farlar, her zaman daha iyi sonuç verir.

Son aşama maskara. Kirpiklerdeki topaklaşmayı engellemek için kirpiklerinize önce bir kat pudra sürün. Göz kuyruğuna ağırlık vererek süreceğiniz rimelin ardından kirpiklerinizi kirpik fırçasıyla tarayın.

Ve dudaklar
Bu yaşlarda yine, canlı ve parlak renklerden, sedefli rujlardan kaçınmalısınız. Bunun yerine tercih edeceğiniz, doğal toprak tonlarıyla kullandığınız diğer renklere uyumlu olması şartıyla daha naturel bir görüntü elde edebilirsiniz. Ayrıca UVA ve UVB filtreli rujlarla, dudaklarınızın kurumasını ve nemli kalmasını sağlayabilirsiniz.

0 yorum: