9 Şubat 2008 Cumartesi

Kilo verememenin “7 altın kuralı”

Her sabah üzerine çıktığınız tartınız size çığlık attırmıyorsa, yediklerinizi bir kez daha gözden geçirin. Çok yıkıcı rejimler denemeyin…Her insanın yapısının farklı olduğu ve uygulanan rejimlerin mutlaka farklılık gösterdiği asla unutulmamalı. Sizin de, tad ve beslenme şekliniz farklı olacağından, vücud istemeden kendisine uygun olmayan bu rejimlere direnç göstermektedir.

Jimnastik delisi olmak yeterli değil…. Evet, jimnastik salonlarında saatlerce kendinizi harap ettiniz. Yağlarınızı yaktınız. Ancak, yolun üzerinde ağıza atılan burgerler, kızarmış patates veya evdeki kaçamaklar verilenleri büyük bir hızla geri getirecektir.

Büyük bir çoğunluğun olduğu gibi hareketi sevmeyen bir grupta da olabilirsiniz. Ancak, bunun için yapacağınız tek şey var. Hareketi sevmek!

Genlerden kaynaklanan bir olayla, doğuştan şişman bir erkek de olabilirsiniz. Ve, bunu değiştirmek için de hiçbir şey yapmak istemezsiniz. Örneğin, büroda arkadaşların doğumgünü pastalarının en büyüğünü siz alırsınız. Veya, çocuklarınızın bitirmediği patates-köftelerin tabaktan bitirilmesine yardım edersiniz. Veya büro arkadaşlarınızın, masa üstlerindeki küçük kek ve çöreklerin bitirilmesi sizin görevleriniz arasındadır…

Sadece yağları kesmek yetmez… Bir çok insanın yanılgısı, yağlı şeyler yemiyorum ama çok şey yeniliyor. Yemeğe başlarken üç ana noktayı unutmayın.

Yemeğe çorba veya salatayla başlayın. Bunlar mideyi şişirdiği gibi iştahı da kapatacaktır. En çok sevdiğiniz bir tabak yemeği tercih edin. Tatlı olarak meyveyi bir saat sonra yeyin. Kuşkusuz ekmek azaltılıyor.

Tatillerde kilonuzu kontrol edemiyorsanız… Yine yanlış düşünüyorsunuz. Bunun için tatillerde bir günlük tutun. Ve, bu günlüğe, Ne yiyorum, ne zaman yiyorum, ne kadar yiyorum, yediklerim ne kadar kalorili sorularının cevabını yazın.

Bir de, “Yemiyorum, ama zayıflayamıyorum ” diye kendinizi kandıranlarda olabilirsiniz. Gerçekten istiyorsanız, sizin için de mutlaka bir doktor vardır.

0 yorum: