hastalıkları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hastalıkları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Şubat 2008 Pazartesi

Penis hastalıkları, penisin yapısı

PENİS HASTALIKLARI
Penisin erkekte iki önemli fonksiyonu vardır.
1-İdrar atılımı:Böbrekten süzülen idrarın dış idrar kanal yolu ile dışarı atılımını sağlamak
2-Üreme fonksiyonu: Tesiste yapılan tohum hücrelerini meni vasıtası ile kadın haznesine ulaştırmak.

PENİSİN YAPISI:
Penis kök gövde ve baş olmak üzere 3 kısma ayrılır. Kök kısmı torbanın ön yüzünde makata kadar uzanan bölge içerisinde kaslara gömülü vaziyette durur.
Gövde deri ile kaplı ve içerisinde 3 tane sertleştirici kıkırdak dokusundan yapılmış organdan meydana gelir. Kıkırdakdan daha ince yaplıdır. Bu yapıya kan dolması neticesinde sertleşme meydana gelir.
Baş kısmı penisin en uc kısmında yer alır. Penisi ucunda bir şapka gibi durur. Bu bölge sünnet olmamışlarde deri ile kaplıdır. Sünnet ile kesilen kısım bu deridir.
Penisin kan dolaşımı atardamar ve toplar damar sistemi sertleşmede dolayısıyla döllenme ve seksüel aktifte çok önemlidir.

PENİSİN YAPI BOZUKLUKLARI:
Çok defa testis mesane gibi başka yapı bozuklukları da vardır. Penisin hiç olamaması nadirdir. Nadiren çift penis olur. Penis doğuştan kıvrık olabilir. Bunun yanında yine doğuştan büyük ve küçük penis olabilir.

1- Penis Sünnet derisinin dar olması:
Sünnet derisinin uç kısmı çok dardır. Toplu iğne başı kadar bir açıklık vardır. Derinin iç yüzeyi penisin baş kısmına yapışıktır. Deri başın gerisine çekilemez. Ya doğuştan olur veya daha sonra iltihabi bir olaydan sonra gelişir.
Şayet çok darsa hasta idrar yapamaz. Hatta idrar deri altında toplanması ile sünnet derisi balon gibi şişer. İdrar damlalar halinde akar. Tedavi edilmezse idrarın tahrişi sonunda iltihap gelişir ve bu iltihap penis baş bölgesinde yaralara neden olur. Tedavi sünnettir. (Sünnet için tıklayın)

2-Sünnet derisinin geriye kaçması:
Sünnet derisi penis baş kısmının gerisine çekilmesi ile tekrar öne gelememesidir. Genellikle sünnet derisinin darlıklarında oluşur. Çocuk veya anne babası tarafından temizlik amacı ile deri geriye çekilir, daha sonra deri burada şişer ve kızarır, penis başını boğar.
Tedavide şayet erken devreyse deri öne çekilmeye çalışılır. Fakat geç kalmışsa sünnetten başka çare yoktur. Sadece ufak bir deri parçasını kesmek ve iyileşmeye bırakmak çok defa sonuç vermez.

3-Penis yaralanmaları:
Penis oynak bir organ olduğundan darbelere karşı kendini korur
Tamamen kopma kazalardan sonra veya kasti olarak (kıskançlık ve intikam nedeni ile) kesilmesinden sonra oluşur.
Darbelerde penise kan oturur. Penis kırılmaları ise sertleşmiş haldeki penisin ani ve sert bir şekilde bükülmesi sonucu meydana gelir. Sertleşme problemlerine meydan vermemek için erken tedavi önemlidir.

4-Penis iltihapları:
Çocuklarda darlık nedeni ile büyüklerde ise temizliğe riayet etmemeden ileri gelir. Sünnet derisinin ve/veya penis başının iltihabı şeklinde olur.

5-Penisin kireçlenmesi: (Peyroni hastalığı)

Penisin kıkırdakımsı doku içerisinde plak şeklinde bağ dokusunun oluşmasıdır. Sebebi belli değildir. Genellikle 40 yaşından sonra görülür. Penis sırtında veya her iki yan tarafında olabilir. Nerede olursa sertleşmiş penis aksi istikamette bükülmüş olarak durur. Ağrı vardır. Bazen birleşme mümkün olmaz. El ile hisedilebilinir.
Zararsız bie hastalık olmasına rağmen hastanın şikayeti varsa tedavi edilmelidir. Nadiren kendiliğinden kaybolur.
E vitamini faydalıdır. Plağın içerisine kireç giderici ilaçların verilmesi fayda sağlar. Gecikmiş vakalarda ameliyat yapılmalıdır.

Peyronie hastalığı bazen cinsel teması imkansızlaştıracak kadar ilerleyebilir. Ameliyatlarında damar grefti kullanılarak düzeltme yapılır. Ameliyat esnasında damar ve sinirler korunur ve plak alanına damar grefti yerleştirilir.

6-Penisin kendiliğinden ağrılı sertleşmesi:
Penis seksüel istek duymadan ve uzun süren sertleşmesidir. Hasta çok ağrı duyar. Her yaşta meydana gelir. Damar sisitemi bozulmuştur penisin kıkırdak dokusu içerisinde kan pıhtıları oluşur.
Sinir sistemi hastalıklarında da meydana gelebilir. Bazen sebeb tümoral bir oluşumdur.
Birden bire meydana gelir. Ağrılıdır. İdrara yapılamaz veya damlalar halinde gelir. Meni boşalsa bile sertlik devam eder. Sertleşme 1-2 gün bazen aylarca sürer. Normal haline dönse bile sonunda iktidarsızlık meydana gelir.
Tedavide enjektör ile pıhtılaşmış kan boşaltılır. Pıhtıyı giderecek ilaçlar verilir. Ameliyat ile bu pıhtılar boşaltılır.

7-Penis Tümörleri
Penis siğilleri çok görülür. Penisin sırtında veya değişik yerlerinde olur. Tek veya çoktur. Küçük ben şeklinde fakat karnabahar gibi girintili çıkıntılıdır. Zararsızdır. Tedavide elektirik ile yakılır veya ameliyat ile çıkarılır.
Penis Kanseri: Çok defa sünnetsizlerde görülür.Penis başı iltihaplarından sonra gelişebilir. Müzmin tahriş edici maddelerden sonrada oluşabilir. Görünüşte yarayı andırır. Sert nodül şeklinde de olabilir. Teşhis parça alınıp patolojide incelenmesi ile konur. Erkan teşhis konulacağı için ameliyat ile alınır. Sonuç diğer kanserlere nazaran iyidir.

Kadın hastalıkları için şifalı bitkiler

Kadınlara Özgü Rahatsızlıklar

Demir eksikliği

Isırganotu: Taze ısırganotu yapraklarından hazırlanmış çay bedendeki demir miktarını çoğaltır. Bir avuç dolusu ince kıyılmış taze yaprak, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve yarım dakika demlendikten sonra süzülür. Gün boyuna yayılarak 2-3 bardak taze demlenmiş çay soğutulmadan yudumlanır.

Düşüklere karşı önlem

Arslanpençesi: Olası düşükleri önlemek amacıyla, gebeliğin üçüncü ayından sonra her gün arslanpençesi çayı içilmelidir.

Yarım tatlı kaşığı ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve yarım dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-4 bardak taze demlenmiş çay soğutulmadan yudumlanır.

Gürgen ağacı: Gürgen ağacının genç sürgünleri uzun süre kullanılarak düşüklere karşı önlem alınabilir.

Bir avuç dolusu ince kıyılmış taze sürgün yarım litre sütün içinde kısaca kaynatılır. Süzülen sütün içine bir yumurta sarısı eklenir ve herkesin kendi yöntemine uygun biçimde, bir un çorbası hazırlanır. Haftalarca ve hatta hiç çekinmeden aylar boyunca, akşam yemeklerinden önce bir tabak çorba içilir.

Kekik: Yarım tatlı kaşığı kekik, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve yarım dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2 bardak taze demlenmiş çay soğutulmadan yudumlanır.

Bitki karışımı: Eşit oranda ince kıyılmış arslanpençesi ve civanperçemi iyice harmanlanır. Yarım tatlı kaşığı bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve yarım dakika demlendikten sonra süzülür. Gün boyuna yayılarak 2-3 bardak taze demlenmiş çay soğutulmadan yudumlanır.

Böğürtlen yaprağı(çevirenin önerisi): Yarım tatlı kaşığı ince kıyılmış böğürtlen yaprağı(taze bitki daha etkilidir), orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve iki dakika demlendikten sonra süzülür. Gebelik boyunca her gün 1-2 bardak taze demlenmiş çay soğutulmadan yudumlanır.

Hormon dengesizliği

Ökseotu: Yarım tatlı kaşığı ince kıyılmış ökseotu, bir bardak soğuk suda 12 saat bekletildikten sonra ısıtılır ve süzülür. Sabahları ve akşamları birer bardak olmak üzere, günde en az 2 bardak ökseotu çayı içilir. Bir kerede demlenen çay, bir termosta sıcak olarak muhafaza edilebilir.

Hayıt meyvesi(çevirenin önerisi): Yarım tatlı kaşığı hayıt tohumu havanda hafifçe ezilir, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve 5-6 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak taze demlenmiş çay soğutulmadan yudumlanır.

Genel anlamda hormon dengeleyicidir. Östrojen ve progesteron hormonlarının yetersizliğine karşı da kullanılabilir.

Kadın rahatsızlıkları(genel)

Arslanpençesi: Kadınların her tür rahatsızlıklarında arslanpençesi eski zamanlardan beri başarıyla kullanılmaktadır.

Yarım tatlı kaşığı ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve yarım dakika demlendikten sonra süzülür. Gün boyuna yayılarak 2-4 bardak taze demlenmiş çay soğutulmadan yudumlanır.

Ballıbaba: Yarım veya bir tatlı kaşığı beyaz veya sarı ballıbaba çiçeği, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve yarım dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2 bardak taze demlenmiş çay soğutulmadan yudumlanır.

Kan oluşumunun desteklenmesi

Isırganotu: Genelde değeri pek bilinmeyen ısırganotu, yalnızca kanı temizlemekle kalmayıp, bedende kan oluşumunu da destekler.

Yarım tatlı kaşığı ince kıyılmış yaprak, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve yarım dakika demlendikten sonra süzülür. Gün boyuna yayılarak 3-4 bardak taze demlenmiş çay soğutulmadan yudumlanır.

Civanperçemi: Yarım tatlı kaşığı ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve yarım dakika demlendikten sonra süzülür. Gün boyuna yayılarak 2-3 bardak taze demlenmiş çay soğutulmadan yudumlanır.

Kırlangıçotu: Bir çay kaşığı dolusu ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve yarım dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 1-2 bardak taze demlenmiş çay soğutulmadan yudumlanır.

Hindiba: Yarım veya bir tatlı kaşığı ince kıyılmış yaprak, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve yarım dakika demlendikten sonra süzülür. Sabah saatlerinde 1 bardak taze demlenmiş çay soğutulmadan yudumlanır.

Kansızlık(anemi)

Kansızlık, damarlarda akan kanın miktarında bir azalma değil, kandaki alyuvarların sayısında veya alyuvarlara renk kazandıran proteinde(hemoglobin) oluşan bir azalmanın ifadesidir. Kansızlığın başlıca belirtisi, derinin ve mukozaların(dudaklar, ağız boşluğu ve gözkapaklarının iç yüzeyi) belirgin derecede solgunluğudur. Kansızlık çeken kişiler çabuk yorulurlar, sinirlenmeye yatkındırlar, bir konuya odaklanmada zorlanırlar ve genelde uykusuzluk çekerler. Bedensel zorlamalarda kalp atımı ve solunum hızlanır. Aşırı derecedeki kansızlıklarda ise, el ve ayaklarda karıncalanma biçiminde belirti veren sinirsel bozukluklar oluşabilir.

Kansızlığın sebebi sürekli kan kaybı(örneğin fazla adet kanaması veya hemoroit kanaması) ve demir eksikliğidir. Demir, kana kırmızı rengini kazandıran proteinin önemli bir elemanıdır. Bedende yeterli demir olmadığında, kemik iliğindeki sürekli yeni kan üretimi aksamaya başlar. Demir eksikliği, ağır kanamaların, besin yoluyla alınan demir miktarındaki azalmanın veya mide ve bağırsakların demiri gereğince özümseyememesinin bir sonucudur. Dikkat: Özellikle gebe kadınların yeni kan üretimi için bol miktarda demire ihtiyaçları vardır! Ayrıca, mide mukoza işlevlerindeki bir aksama da, B12 vitamini eksikliği ile bağıntılı olarak, kansızlıkta rol oynayabilir.

Bir süre deniz kıyısında veya dağlık bir bölgede kalmak, bolca uyumak ve bedensel yorgunluklardan kaçınmakla, iyileşme sürecine katkıda bulunulabilir.

Isırganotu: Kan yaptırıcı etkinliği nedeniyle, ısırganotu, kansızlığa karşı kullanılabilecek bitkilerin en önde gelenidir.

Yarım tatlı kaşığı ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve yarım dakika demlendikten sonra süzülür. Gün boyuna yayılarak, 3-4 bardak taze demlenmiş çay soğutulmadan yudumlanır.

Arslanpençesi: Yarım tatlı kaşığı ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve yarım dakika demlendikten sonra süzülür. Gün boyuna yayılarak 3 bardak taze demlenmiş çay soğutulmadan yudumlanır.

Koyunotu(Agrimonia eupatoria): Yarım tatlı kaşığı ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve yarım dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2 bardak taze demlenmiş çay soğutulmadan yudumlanır.

İsveç Şurubu: Yukarıda önerilen bitki çaylarından birine eklenerek, günde 1 yemek kaşığı dolusu İsveç Şurubu alınır. İçine bir yemek kaşığı İsveç Şurubu eklenen yarım bardak bitki çayının yarısı kahvaltıdan önce, öteki yarısı da kahvaltıdan sonra içilir.

Kısırlık

Bir kadının kısır olmasına yol açan üç ana nedenden söz edilebilir:

1. Erkek spermlerini(spermatozoit) dişi yumurta hücresine ulaştıran dölyolunda tıkanıklık veya benzeri bir durum.

2. Döllenebilecek bir yumurta hücresinin yokluğu.

3. Döllenen bir yumurta hücresinin dölyatağına yerleşememesi.

Kısırlık pek çok nedenden kaynaklanabilir: Vajinada yapısal bozukluklar, dölyatağı boyun kanalında tıkanıklık, dölyatağı boyun kanalı mukozasının mukusu ile(ağdalı sıvısı ile) erkek spermi arasındaki kimyasal uyuşmazlıklar, dölyatağı mukozasında yapısal eksiklikler, miyomlar(iyi huylu tümörler), yaşanmış düşüklerin bir sonucu olarak yumurtalık tüpü tıkanıklığı, kürtajlar, zührevi hastalıklar(cinsel ilişkiyle bulaşan hastalıklar), tüberküloz ve birincil ve ikincil cinsel hormonların yetersizliğinden kaynaklanan, yumurta hücresi oluşumundaki aksaklıklar.

Ökseotu: Çocuk sahibi olma istekleri gerçekleşmeyen kadınlar, sabahları aç karnına ve geceleri yatmadan önce 25 damla ökseotu özsuyu almalıdırlar. Ökseotu özsuyu damlaları eczanelerden (örneğin Almanyada) temin edilebilir. Ökseotu özsuyunu kendisi hazırlamak isteyen kişiler ise, toplanan taze yaprakları iyice yıkayıp ince kıydıktan sonra bir mikserde bitkinin özsuyunu çıkarabilirler. Taze ökseotu özsuyu kadının kısırlığına son verebilir!

(Çevirenin notu: Çok az özsu içeren bitki yaprakları ıslak olarak miksere atılmalı ve hatta mikserin içine de biraz su koyulmalıdır. Taze bitki özsuyu buzdolabında kısa bir süre için muhafaza edilebilir.)

Menopoz dönemi

Kadınlarda menopoz süreci normalde 45-50 yaşları arasında başlar. Sürekli yumurta üretimi zamanla azalarak durur ve bu durumun sonucu olarak adet kanamaları da sona erer. Daha adet kanamaları tam olarak sona ermeden pek çok kadında menopoz dönemine özgü rahatsızlıklar başlar. Bu durum, yumurtalıkların işlevlerinin sona ermesiyle oluşan dişilik hormonu(östrojen) eksikliğinin bir sonucudur. Bedenin bu yeni duruma uyum sağlaması gerekmektedir. İşte bu uyum sağlama sürecinde kadınlar, ani ateş basması, sinirlilik, moral bozukluğu, ağlama krizleri ve nedensiz depresyonlara yol açan duygu dalgalanmaları yaşarlar. Bunların tümü, hormon yetersizliğinden kaynaklanan ve zamanla üstesinden gelinebilen duygusal değişimlerdir. Menopoz dönemi kadının yaşamında önemli bir dönüm noktasıdır. Tanrı’nın eczanesinden önerilen aşağıdaki bitkiler bu uyum sağlama döneminde yardımcı olabilirler.

Arslanpençesi: Yarım tatlı kaşığı ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve yarım dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak taze demlenmiş çay soğutulmadan yudumlanır.

Çobançantası: Menopoz döneminde disiplinli bir çobançantası kürü önerilmelidir. Dört hafta boyunca günde 2 bardak çay aksatılmadan içilir.

Yarım tatlı kaşığı ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve yarım dakika demlendikten sonra süzülür. Süre sonunda çay içimine bir hafta ara verilir ve yeniden dört haftalık bir küre başlanır.

Ökseotu: Yarım tatlı kaşığı ince kıyılmış bitki, bir bardak soğuk suda 12 saat demlendirildikten sonra ısıtılır ve süzülür. Gün boyuna yayılarak 3 bardak sıcak ökseotu çayı içilebilir. Bir kerede demlenen günlük çay miktarı bir termosta sıcak olarak muhafaza edilebilir.

Civanperçemi: Yarım tatlı kaşığı ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve yarım dakika demlendikten sonra süzülür. Gün boyuna yayılarak 2-3 bardak taze demlenmiş çay soğutulmadan yudumlanır.

Civanperçemi oturma banyosu: Çay içiminin yanı sıra, haftada bir kere de bir civanperçemi oturma banyosu alınmalıdır.

100g ince kıyılmış kuru bitki, 5 litre soğuk suda 12 saat demlendirildikten sonra ısıtılır ve sıcak banyo suyuna eklenir. Banyo süresi 20 dakikadır. Banyo suyu böbrek bölgesini örtmelidir. Süre sonunda kurulanılmadan bir bornoz giyilir ve sıcak yatakta bir saat süreyle ter atılarak dinlenilir.

Bitki karışımı: 25g arnika çiçeği(veya aynısafa çiçeği), 50g kediotu kökü, 25g izlanda yosunu(veya hayıt tohumu), 25g oğulotu/melisa, 25g civanperçemi ve 25g adaçayı. Bitkiler çok ince kıyılarak iyice harmanlanır.

Yarım tatlı kaşığı bitki karışımı, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve yarım dakika demlendikten sonra süzülür. Sabahları demlenen 1 bardak bitki çayı soğutulmadan yudumlanır.

Toplardamar iltihabı

Öksürükotu(Tussilago farfara): Toplanan taze yapraklar yıkanır ve bir merdaneyle iyice ezilir. Taze krema(kremşanti) ile iyice karıştırılan yaprak lapası, iltihaplı damarların üstüne yatırılır ve temiz bir bezle tespit edilir.

Ebegümeci: İki avuç dolusu ince kıyılmış taze yaprak, 5 litre soğuk suda 12 saat demlendirildikten sonra ısıtılır ve süzülür. Kollar veya bacaklar bu ebegümeci demlemesinin içinde 20 dakika bekletilir.

Aynısafa merhemi: Toplardamar iltihabında aynısafa merhemi çok başarılıdır.

Bir tavada veya tencerede 250g saf domuz yağı( kaz yağı veya tereyağı) iyice kızdırılır. Bu kızgın yağa iki avuç dolusu ince kıyılmış taze bitki(yaprak, çiçek, sap) eklenir, köpüklenme başlayınca kısa bir süre karıştırılır, ocaktan indirilir ve serin bir yerde ertesi güne kadar bekletilir. Ertesi gün tekrar ocağa koyulur ve yağ iyice akışkan hale gelene kadar ısıtılır, bir tülbentten süzülür ve kapaklı temiz merhem kaplarına aktarılır. Merhem günde birkaç kere iltihaplı atardamarların üstüne sürülür.

(Çevirenin notu: Süzme sırasında posalar sıkılacak olursa, bitki özsuyu yağın dibine çöker ve küf oluşturur. Bu tür merhemlerin buzdolabında muhafaza edilmesi gerekir.)

İsveç Şurubu: Aynısafa merhemi sürülen iltihaplı toplardamarın üstüne 4 saat süreli İsveç Şurubu kompresi uygulanır. Bunun için gerekli büyüklükte bir pamuk parçası İsveç Şurubuyla nemlendirilir ve iltihaplı bölgeye yatırılır. Isı koruyucu olarak, kompresin üstüne bir tabaka kuru pamuk koyulur ve giysilerin lekelenmesini önlemek için, hepsi bir plastik parçasıyla örtüldükten sonra sargı beziyle tespit edilir.

Varis

Karakafesotu oturma banyosu: 200g taze veya kurutulmuş ve ince kıyılmış bitki yaprağı, 5 litre soğuk suda 12 saat demlendirildikten sonra ısıtılır, süzülür ve sıcak banyo suyuna eklenir. Küvetin içindeki banyo suyu böbrek bölgesini örtmelidir. Banyo süresi 20 dakikadır. Süre sonunda kurulanılmadan bir bornoz giyilir ve sıcak yatakta bir saat süreyle ter atılarak dinlenilir.

Koyunotu(Agrimonia eupatoria) merhemi: Varislerin üstüne her gün merhem sürülür. Friksiyon yapılmaz!

Bir tavada veya tencerede 250g saf domuz yağı(kaz yağı veya tereyağı) kızdırılır. Kızgın yağın içine ika avuç dolusu ince kıyılmış taze bitki(yaprak, çiçek, sap) eklenir, köpüklenme başlayınca kısa bir süre karıştırılır, ocaktan indirilir ve ertesi güne kadar serin bir yerde bekletilir. Ertesi gün, yağ iyice akışkan hale gelene kadar ısıtılır, bir tülbentten geçirilerek süzülür ve kapaklı merhem kaplarına aktarılır. Tülbentte kalan posaların suyu iyice sıkıldıktan sonra hemen varislerin üstüne kompres olarak uygulanır ve 2-3 saat etkilemeye bırakılır. Sonraki günlerde varis bölgeleri düzenli olarak merhemlenir.

(Çevirenin notu: Süzme sırasında posalar yağın içine sıkılacak olursa, bitkinin özsuyu yağın dibine çöker ve küf oluşturur. Bu tür merhemlerin buzdolabında muhafaza edilmesi gerekir.)

Aynısafa merhemi: Koyunotu merhemi gibi, aynısafa merhemi de varisleri kısa sürede rahatlatabilen bir özelliğe sahiptir.

Bir tavada veya tencerede 250g saf domuz yağı(kaz yağı veya tereyağı) kızdırılır. Kızgın yağın içine iki avuç dolusu ince kıyılmış taze bitki(yaprak, çiçek, sap) eklenir, köpüklenme başladıktan sonra kısa bir süre karıştırılır, ocaktan indirilir ve ertesi güne kadar serin bir yerde bekletilir. Ertesi gün, yağ iyice akışkan hale gelene kadar ısıtılır, bir tülbentten geçirilerek süzülür ve kapaklı merhem kaplarına aktarılır.

Tülbentte kalan posanın suyu iyice sıkıldıktan sonra hemen varislerin üstüne kompres olarak yatırılır ve 2-3 saat etkilemeye bırakılır.

Sonraki günlerde, aynısafa merhemi keten bezlerinin üstüne bıçak sırtı kalınlığında sürülerek varislerin üstüne uygulanır ve sargı beziyle tespit edilir. Bu kompresler her gün tazelenir. Kompres süresi 2-5 saat olabilir.

(Çevirenin notu: Süzme sırasında posalar sıkılacak olursa, bitkinin özsuyu yağın dibine çöker ve küf oluşturur. Bu tür merhemlerin buzdolabında muhafaza edilmesi gerekir.)

Ballıbaba kompresi: Ağrıyan varislere karşı Tanrı’nın eczanesinden bir başka ilaç da, beyaz veya sarı ballıbaba kaynama suyu ile hazırlanan baldır kompresleridir.

1-2 tatlı kaşığı dolusu çiçek, yarım litre suda kısaca kaynatıldıktan sonra yarım dakika demlendirilir ve süzülür. Kaynama suyunda ıslatılan sargı bezleri baldırlara sarılır ve etkilemeye bırakılır. Etki süresi kişilerce belirlenebilir.

En etkili ilaç ise, özellikle genç yaşlarda başlatılan önlemlerdir: Sigara tüketiminin kontrolü, hareketlilik, bacak jimnastikleri ve sağlıklı ayakkabı giyilmesi bu önlemlerden başlıcalarıdır.

Zayıflık

Eğir kökü: Yeterli miktarda besleyici besin tüketildiği halde süregelen zayıflık genelde metabolizma aksaklıklarından kaynaklanır. Bu durumda eğir kökünün iyileştirici güçlerine güvenmek gerekir. Alışılmamış derecede zayıf olan ve yeterli beslendikleri halde bu durumlarında bir değişiklik olmayanlar da eğir kökü çayı içmelidirler.

Yarım tatlı kaşığı ince kıyılmış eğir kökü, bir bardak soğuk suda 12 saat demlendirildikten sonra ısıtılır ve süzülür. Bu bir bardak çay, yemeklerden önce ve sonra birer yudum olmak üzere, bir gün için yeterlidir. Fazlasına gerek yoktur. Gün boyunca sıcak kalması için çay bir termosta muhafaza edilebilir.

Eğir kökü tam banyosu: Günde 1 bardak eğir kökü içiminin yanı sıra, arada bir eğir kökü katkısıyla hazırlanan tam banyolar da yararlı olacaktır.

200g ince kıyılmış eğir kökü, 5 litre soğuk suda 12 saat bekletildikten sonra ısıtılır, süzülür ve sıcak banyo suyuna eklenir. Kalp banyo suyunun dışında kalmalıdır. Banyo süresi 20 dakikadır. Süre sonunda kurulanılmadan bir bornoz giyilir ve sıcak yatakta bir saat süreyle ter atılarak dinlenilir.

Vajina sağlığı, vajina hastalıkları

Vajina sağlığı, vajina hastalıkları, vajina tedavisi..

frengi
Zührevi bir hastalıktır. Bulaşıcıdır. Tıp dilinde sifilis denir. Frengili kadının doğurduğu çocuğa, doğuştan geçmesi şekli istisna edilirse; hemen hemen her zaman cinsel ilişkiyle geçer. Mikrop vücuda girdikten 3 hafta sonra belirtilerini göstermeye başlar. Mikrobun vücuda girdiği yerde, yani erkeklerde peniste, kadınlarda vajinada Şankr adı verilen bir yara meydana gelir. Bu yara dudakta, meme ucunda, makatta veya parmaklarda da görülebilir. Zamanla akıntılı bir yara haline gelip; çevresi kızarır ve sertleşir. Mikrobun vücuda girmesinden 6-12 hafta sonra hastada; baş ağrıları, ateş, boğaz ağrısı, deri döküntüleri ve iştahsızlık, görülmeye başlar. 6 ay sonra ise, mikrop vücudun belli başlı organlarına oturur. Tedaviye en kısa zamanda başlanması gerekir.

rahim egzaması
Rahimden gelen cerahatli akıntının neden olduğu bir çeşit egzamadır. Rahimde veya vajina çevresinde kızarma ve şişlikler görülür. Bu şişlikler bir süre sonra su toplayıp, kabuklanır. Kaşıntı, zonklama ve yanma hissedilir.

rahim iltihabı
Rahimim iç yüzünün iltihaplanmasına tıp dilinde endometri denir. Nedeni, belsoğukluğu, doğumdan ve çocuk düşürdükten sonra rahimde parça kalması veya rahim düşüklüğüdür. Hastanın karın bölgesi hassastır, vajinadan cerahatli ve sümüğe benzer akıntı gelir. Aybaşı kanamaları fazla olur. Bacaklarda ve leğen kemiği bölgesinde ağrı vardır. Bu ağrılar dinlenmekle geçer. Doktora başvurmak gerekir.

rahim kanseri
Çoğunlukla rahim boynunda ve vajinanın başlangıç kısmında meydana gelen bir hastalıktır. Çok düşük yapan veya çok doğuran kadınlarda daha fazla görülür. Tıp dilinde uterus kanseri denir. vajinadan kan veya fena kokulu akıntı gelir. Böyle durumlarda, vakit kaybetmeden doktora başvurmak gerekir.

rahim sarkması
Bazı kadınların vajina veya rahimleri bacaklarının arasına doğru sarkar. Bu durum, yaşlı kadınlarda görüldüğü gibi gençlerde de görülebilir. Nedenleri, müzmin öksürük, ıkınma, ağır şeyler kaldırma, aşırı yorgunluk, rahim ur veya polipleri, doğum sırasında destekleyici kas ve bağların zayıflamış olması veya aileden gelen eğilimdir.

vajinit
vajina iltihabı.