5 Ocak 2010 Salı

EV HANIMLARININ MUTFAKTAKİ YANLIŞ İNANIŞLARI


Ev hanımlarının yemek pişirmede ve diğer yiyeceklerin hazırlanmasında yaygın olarak uyguladıkları birçok alışkanlık, sağlık açısından yanlış...

Erciyes Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksekokulu'nda görevli Uzman Diyetisyen Habibe Şahin, ev hanımlarının mutfaktaki bir çok inanışının sağlık açısından yanlış olduğuna dikkat çekti.
Mutfaktaki yanlış inanışların, gıdaların özelliğini yitirmesine ve vitamin kayıplarına neden olduğunu kaydeden Şahin, şu bilgileri verdi:

''Ev hanımlarını sebzeleri genelde doğradıktan sonra yıkarlar ancak, doğrandıktan sonra oksijen ile temas eden sebzelerde C vitamini kaybı olur. Baklagillerin ıslatma suları dökülür. Halbuki baklagillerdeki B vitamini ıslatmada kullanılan suya geçer. Bu sular, dökülmemeli yemeğin pişirilmesinde kullanılmalıdır. Makarna ve mantıların pişirme suları dökülmemeli, su miktarı iyi ayarlanıp suyunu çekerek pişmesi sağlanmalıdır. Aksi takdirde yine B vitamini kaybı olur. Pirinç pilavı pişirilirken, pirinçlerin yağda iyice kavrulmasının iyi olacağı düşünülür ama, pirincin kavrulması protein kaybına neden olur. Dondurulmuş olan etler, sıcak ortamlarda çözdürülmeye çalışılır. Oysa ki protein kaybının olmaması için dondurucudan çıkarılan etler buzdolabının alt kısmında çözülmelidir. Dondurulmuş gıdalar çözüldükten sonra tekrar dondurulduğu zaman vitamin değerini kaybeder ve gıdalarda zararlı mikroorganizmaların çoğalması kolaylaşır.''

ALIŞKANLIĞINI DEĞİŞTİR, SAĞLIKLI YAŞA...

Şahin, kulaktan dolma bilgilerle edinilen bu alışkanlıkların değiştirilmesinin hem sağlık, hem de ekonomik açıdan büyük önem taşıdığını ifade ederek, şöyle devam etti:

''Salataların önceden hazırlanması da yanlış inanışlardandır. Salatalar, yemekten hemen önce hazırlanmalı, limonu ve tuzu yenme vaktine kadar katılmamalıdır. Sütlü tatlı yapımında şekerin önceden konulması alışkanlığı yaygındır. Ancak, şeker en son katılmalıdır. Çünkü, sütle temasa geçen şeker, tepkimeye neden olur ve proteinin etkisini azaltır. Yoğurdun suyunun dökülmesinin yoğurdun lezzetini artıracağı düşünülür ama, yoğurdun suyunun dökülmesi de, süzdürülmesi de insan sağlığı için son derece önemli olan 'riboflami' proteininin azalmasına neden olur. Yemeklerde kullanılan yağların fazla yakılması kanserojen maddelerin artmasına yol açar. Yumurtanın fazla haşlanması gerektiği inancı da yanlıştır. Yumurtanın fazla haşlanmasıyla sarısının etrafında oluşan yeşilimsi tabaka yumurtanın besin değerini düşürür. Ayrıca yumurtaların yıkanarak saklanması zararlı mikroorganizmaların yumurtanın kabuğundan içeri girmesini sağlar. Bu nedenle yumurtalar kullanılacağı zaman yıkanmalıdır.

Izgarada pişirilen etlerin ızgaraya yakın olmasının kolay pişirme sağlayacağı inancı da et üzerinde kanserojen madde oluşmasına neden olur. Yiyecekler de genelde güneşte kurutulur. Yiyeceklerin besin değerini kaybetmemesi için gölgeli ve havadar ortamlarda kurutulmaları gerekir. Yemeklerin uzun süreli pişirilmesi gerektiği inancı da yanlıştır. Yemekler, yüksek ısıda uzun süreli olarak değil, basınçlı tencerelerde pişirilmelidir. Bütün bu kurallara uyulduğu takdirde hem sağlıklı, hem de ekonomik beslenmeyi sağlamış oluruz.''

(milliyet)

0 yorum: