Cinsel ilişki yaşının giderek düştüğü İngiltere’de cinsel yolla bulaşan hastalıkların yol açtığı rahim ağzı kanserine karşı 12 yaşından başlayarak aşı yapılacak.
Cinsel ilişki yaşının giderek düştüğü İngiltere’de Sağlık Bakanlığının cinsel yolla bulaşan hastalıkların yol açtığı rahim ağzı kanserine karşı 12 yaşındaki kızlardan başlayarak aşı yapılacağı bildirildi.
Henüz okul çağındaki kızlara, çeşitli hastalıklara yol açan human papilloma virüsüne (HPV) karşı, daha cinsel açıdan aktif hale gelmeden aşı yapılmasının doğru olacağı sonucuna varan Sağlık Bakanlığının, büyük bir aşı kampanyası için kaynak yaratma çalışmalarına başladığı duyuruldu.
Virüsün İngiltere’de her yıl 1000 kadının rahim ağzı kanserinden ölümüne yol açtığını hatırlatan uzmanlar, 12 yaşındaki kızların önce aşıyla korunmasına çalışılacağına, kız çocuklarının büyüdükten sonra da ülkedeki her kadın için rutin olarak uygulanan ve üç yılda bir yapılan smear testi programına alınacaklarını bildirdi.
Sağlık Bakanı Patrica Hewitt’in planı onaylamak üzere olduğu, ancak bazı ailelerden gelen tepkileri değerlendirdiği belirtiliyor.
Plan onaylanırsa İngiltere’de kız çocuklarını cinsel yolla bulaşan hastalıklardan koruması için uygulanacak aşı, okullardaki hemşireler tarafından uygulanacak. Aşının 10 yıllık koruma sağlaması bekleniyor.
16 Şubat 2008 Cumartesi
Rahim Ağzı Kanserine Karşı Aşı
Hepatit B Enfeksiyonu Hastalığı
Hepatit-B enfeksiyonu nedir ?
Hepatit-B virüsünün neden olduğu, birincil olarak karaciğerde iltihap ve karaciğer hücre hasarıyla seyreden bir hastalıktır. Hepatit-B virüsü; karaciğere yerleşir. Yalnız insanlarda hastalık yapabilen bir DNA virüsüdür. Virüsler dışında metabolik hastalıklar, toksik ve karaciğerde kanlanmayı bozan, ilaçlar, bazı bakteriler, parazitler ve bazı diğer virüslerle gelişen hastalık ya da enfeksiyonlar sırasında da akut viral hepatit gelişebilir.
HBV enfeksiyonunun dünyada ve Türkiye’deki durumu nedir ?
HBV enfeksiyonu tüm dünyada oldukça yaygındır. Dünyada her yıl 50 milyon kişi HBV ile enfekte olmakta ve bugünkü sayılarla dünya nüfusunun 2/5′i (2 milyar) bu virüsle enfekte olmuş durumdadır. Her yıl HBV’ye bağlı nedenlerle 1-2 milyon insan ölmekte ve dünyada 350 milyon insan bu virüsün taşıyıcısıdır.
Ülkemizde her yıl 200 bin kişi bu virüsle enfekte olmaktadır ve her üç kişiden birisi bu enfeksiyonu geçirmiştir. Ülkemizde 3-3.5 milyon kişi bu virüsün taşıyıcısıdır.
HBV enfeksiyonuna yakalanma riski kimlerde daha fazladır?
HBV enfeksiyonu için herkes eşit derecede risk taşımaz. Bazı insanlarda, hastalarda ve gruplarda enfeksiyon daha sık görülür. HBV enfeksiyonu için risk taşıyan gruplar şunlardır:
a) Sağlık personeli,
b) Çok sayıda kan transfüzyonu yapılan hastalar,
c) Hemofili ve hemodiyaliz hastaları,
d) HBV taşıyan kişi ile aynı evi paylaşanlar,
e) Birden fazla cinsel partneri olan heteroseksüeller,
f) Homoseksüel ve biseksüel erkekler,
g) Damar içi uyuşturucu kullananlar,
h) Kişisel hijyenin iyi olmadığı bakım evi, yurt ve hapishane gibi yerlerde yaşayanlar,
ı) HBsAg pozitif anneden doğan bebekler.
HBV nasıl bulaşır?
HBV dört yolla bulaşır:
a) Kan veya kan içeren sıvıların zedelenmiş deri veya mukoza ile teması sonucu (perkütan ya da parenteral bulaşma),
b) İnsandan insana zedelenmiş deri ya da mukoza aracılığıyla (horizontal bulaşma),
c) Cinsel yolla,
d) Annenin kanının ya da kanlı sıvılarının bebeğe zedelenmiş derisi ya da mukozası aracılığıyla ya da göbek kordonu aracılığıyla geçmesi ile (doğum sırasında) bulaşı.
HBV enfeksiyonunun kuluçka peryodu alınan virüs miktarına ve kişinin immün sisteminin direncine bağlı olarak 45-180 gün (ortalama 60-90 gün) arasında değişir.
HBV enfeksiyonunda hastalık belirtileri nelerdir ?
HBV enfeksiyonunda; enfeksiyon sık ancak hastalık enderdir. Virüsü alanların yaklaşık %50-65′in de hiç bir hastalık belirtisi gelişmeden enfeksiyonu geçirir. Virüsle enfekte olanların yaklaşık %30-50′inde kırıklık, yorgunluk, hafif ateş, mide bulantısı, karın ağrısı, eklem ve kas ağrıları gibi yakınma ve bulgular gelişir. Çocukların %10′undan azında, erişkinlerin %30-50′inde sarılık görülebilir. Virüsle enfekte olanların %1′inden daha azında enfeksiyon akut karaciğer yetmezliği ile ilerleyici ve şiddetli bir gidiş gösterir. Akut enfeksiyonun yaklaşık 1-6 haftalık klinik seyri vardır. Bu sırada hastalarda değişen derecelerde karaciğer enzimleri ve kan hücrelerinin yıkım ürününde yükselme gözlenir.
HBV enfeksiyonunun çocuk ve erişkinlerde seyri nasıldır?
Akut enfeksiyon çocuklarda erişkinlere göre daha hafif ve bulgu vermeden seyreder. Ancak bebeklerin immün sistemi nedeniyle enfeksiyon erişkinlere göre daha fazla oranda kronikleşmeye eğilimlidir. Yenidoğanların %5-10′unda, 1-5 yaş grubundaki çocukların %70′inde, erişkinlerin ise %90-95′inde virüs 6 ay içinde vücuttan temizlenerek bağışıklık gelişir. Akut enfeksiyon erişkinlerin yalnızca
%5-10′unda kronikleşirken, yenidoğanların
%90-95′inde, çocuk ve ergenlerin
%30′unda kronikleşir ve virüs taşıyıcısı olur.
Bu hastaların kronik karaciğer hastalıkları yönünden uzman doktorlar tarafından izlenmesi gerekir. Kronik karaciğer hastalıkları geliştiğinde µ-interferon tedavisi kullanılabilir, ancak başarısı sınırlıdır.
HBV taşıyıcısı kimlere denir ?
Akut enfeksiyondan sonra 6 ay içinde virüse karşı bağışıklık geliştirmeyen, virüsü veya virüs proteinlerini kanlarında taşıyan kişilere taşıyıcı denir. Öncelikle, bu kişiler virüsün sağlıklı bireylere bulaşmasında kaynaktırlar. Ayrıca bu kişilerde kronik aktif hepatit, siroz ve karaciğer kanseri gibi kronik karaciğer hastalıklarının gelişme riski yüksektir. Kronik hepatit-B ile karaciğer kanseri (primer hepatosellüler karsinoma) gelişmesi arasında sıkı bir ilişki vardır. Kronik virüs taşıyıcılarında primer hepatosellüler karsinoma gelişme riski taşıyıcı olmayanlara göre 200 kat fazladır. Kronik HBV taşıyıcıları ile virüsün bulaşma yollarından birisi ile temas edenlere yalnızca aşı yapmak yeterli koruyuculuğu sağlar.
HBV enfeksiyonundan nasıl korunuruz ?
Enfeksiyondan korunmanın en emin ve güvenilir yolu hepatit-B aşısı yaptırmaktır. Hepatit-B aşısı gen teknolojisi ile maya ya da memeli hücrelerinde üretildiklerinden son derece güvenilirdir ve bu tür enfeksiyonların bulaşmasına neden olmaz. Hepatit-B aşının kanser yaptığı söylentisi yanlıştır. Tam tersine aşı ile hepatit-B enfeksiyonundan korunulmazsa, HBV alınması ile böyle bir riske girmek söz konusudur. Hepatit-B aşısı virüsle karşılaşmadan önce ya da karşılaştıktan sonra kullanılabilir. Her iki durumda da koruyucudur.
Hava ve Solunumla Bulaşan Hastalıklar
Bu gruba giren hastalık etkenlerinin çoğunluğunu viruslar oluşturur. Üst solunum yollarında enfeksiyonlara neden olan çok sayıda virus (influenza, Parainfluenza, Adenovirus, Rhinovirus,..) ile Kızamık, Kızamıkçık, Suçiçeği, Kabakulak virusları organizmaya hava yoluyla girer.
Tüberküloz, Boğmaca, Difteri ve Legionella bakterileri, Streptokok ve Meningokoklar bu grupta en sık görülen bakterilerdir. Zatürre’ye neden olan tüm bakteri, virus ve mantarlar da hava yoluyla bulaşır. Stafilokoklar ile Şarbon, Ruam, Veba, Bruselloz ve Q Yangısı bazı durumlarda hava yoluyla da bulaşabilir.
Hava yolu ile bulaşan hastalıkların genel özellikleri şöyledir:
.Genel bulaşma yolları havadır. Hemen tümü sekresyonların oral yolla alınmasıyla da geçebilir. Havada damlacık içinde bulunur ya da yere çökerek tozlara karışır, sonra sağlam kişinin solunum yoluna girerler.
.Toplumda en sık görülen hastalıkları oluştururlar. Yalnızca üst solunum yolu enfeksiyonları bile çok yüksek orandadır, hekime başvuran her dört kişiden biri bu yakınmayla gelmektedir.
.Bölgeselsalgın ve dünyaçapında salgın yaparlar. Özellikle influenza virusu suşları tüm dünyaya yayılan ve ilk başladığı yerin adı ile anılan pandemiler yapar (Hong Kong Gribi, Asya Gribi gibi).
.Mevsimsel özellikler gösterirler. Kış aylarında insidansıarı çok yüksektir.
.Organizma direncinin düştüğü durumlarda daha kolay hastalığa neden olurlar. Tüm enfeksiyonlar için geçerli olan bu kural özellikle solunum yolu enfeksiyonlarında belirgindir.
.Kalabalık ve sıkışık yaşam tarzı solunum yolu enfeksiyonlarının oluşmasında önemlidir. Kentlerde daha sık görülürler. Oda başına düşen kişi sayısı arttıkça insidansları yükselir. Sinema, otobüs gibi topluca bulunulan ve hava akımının az olduğu yerlerde yayılım kolaylaşır. Okul, kışla gibi yerlerde salgınlar yaparlar.
SAVAŞ YÖNTEMLERİ
Toplum olarak savaşılmaları çok güçtür. Virüs kökenli olanları gelişmişlik
düzeyine de pek bakmaz, çabuk yayılırlar. Çoğunda savaş esas olarak korunmayla, aşısı bulunanlarda popülasyonun en geniş şekliyle aşılanmasıyla olur. Tüberküloz önemli toplumsal özellikler taşır, savaş yöntemleri de bu toplumsal temellere dayanır