MEYVE VE SEBZE SULARI
Kimisi berrak, kimisi bulanık, kimisi tatlı, kimisi buruk olan bu suların
tadından vazgeçmek mümkün değildir.
İçinde koruyucu ve katkı maddesi olmayan sulardan bahsediyoruz tabii. En iyisi evde yapmak.
Meyve ve sebze suları asit olmalarına karşın, bedende asit yapmaz; tersine kanı alkaliye
dönüştürerek temizler, kolesterol miktarını düşürür ve insanı gençleştirir. Bu şifalı
sular aynı zamanda besleyicidir. İçlerinde birçok madensel tuz vardır.
Çiğ sebze ve meyve sularının özellikleri üzerinde durmamız yararlı olur. Bu
konuda uzmanlaşmış olan Dr. N.W. Walker'a göre, çağımız insanları yeterince
çiğ besin alamamaktadır. "Sebzeler pişince besin değerini önemli ölçüde kaybeder. "
Bu yüzden çağımız insanlarını birçok dejeneratif hastalık (mide asiditesi, mide ülseri, romatizma,
gut, arterit, kabızlık, kolit, safra kesesi hastalıkları, v.b.) beklemektedir.
Dr. N.W. Walker'in bu ilginç görüşünü biraz açıklayalım:
Bedeni besleyen ve bedene hayat dolu enerji veren enzimlerdir. Bunlar ısıya
karşı çok duyarlı olduklarından, +40°C'ta ölürler. Enzimler bitkilerdeki elle
tutulamayan, manyetik, kozmik enerjinin özüdür. Bu öz insan bedeninin her
atomunu etkiler. Enzimler kimyasal olayları etkileyen karmaşık maddelerdir.
Besinimizi sindirmemizi ve onu kanımıza mal etmemizi sağlarlar.
Bu gerçeği kabul ettikten sonra çiğ sebze ve meyve sularını neden pişmiş
besine yeğlemek gerektiğini anlamamız kolaylaşır. Bitkiler çiğ yendiğinde, hücrelerin
ve dokuların bunlardan yararlanabilmesi için birkaç saatlik bir sindirim gereklidir.
Çiğ besinin lifinde besleyici nitelikler yoktur. Lifler bağırsakta bir «süpürge» işi görür
ve bağırsağın boşalmasın) kolaylaştırır. Bu yüzden az miktarda posasından (lifinden)
ayrılmamış meyve, sebze de yemeli. Posasından ayrılmış çiğ sebze ve meyve suları
ise sindirim sistemini yormaz, bağırsaklara aşırı yük yüklemez ve beden tarafından
birkaç dakika denecek kadar kısa bir zamanda sindirilir. Meyve suları bedenin
«temizleyicisi», sebze suları ise «yapıcısı» ve «yenileyicisi» dir. Bedenin gereksindiği
amino asitler, mineraller, tuzlar, enzimler ve vitaminler bu sularda bulunur; yeter ki bunlar
olgun bitkilerden taze sıkılmış ye içine herhangi bir koruyucu madde katılmamış olsun,
Posasından ayrılmadan yenen çiğ meyve ve sebze 3-5 saat içinde sindirilir.
Bu arada besleyici yanının büyük bir kısmı sindirim organları tarafından yakıt
olarak kullanılır. Ancak çok az bir miktarı hücrelerle dokuların yenilenmesine yarar.
Çiğ sebze ve meyve suları ise 10-15 dakika içinde sindirildiğinden, yararın nerede
ise tamamı hücrelerle dokuların yenilenmesine yarar.
Öte yandan, bilindiği gibi, böcek ve haşereden korumak için bitkilere toksini bol
kimyasal maddeler püskürtülmektedir. Dr. N.W. Walker'a göre, her ne
kadar bu bitkileri kullanmak sağlığa zararlıysa da, toksinlerle zehirler bitkinin
yalnız liflerinde toplanmaktadır. Bitkinin atomları, molekülleri ve enzimleri ise
bu olumsuz maddelere karşı «alerjik» olduklarından, bunlardan etkilenmemektedir.
Toksinleri ve zehirli maddeleri kendinde toplayan lifleri kullanmadan
bitkilerden yararlanmanın en kestirme yolu, bitkilerin suyunu çıkarıp bunu içmektir.
Ancak, bu suyu çıkarmak için özel bir alet gerekir. Katı meyve sıkacağı ile istediğimiz
sonucu elde edebiliriz.
Bu canlı, şifalı suları ne miktar içmeli? Dr. Walker'a göre, az miktardan
başlayarak (başlangıçta gerekirse biraz sulandırarak) zamanla miktarı çoğaltmalıdır.
Günde 2 bardağa kadar çıkabilir. Sağlık kurallarına uygun biçimde
sıkılan sebze ve meyve sularını içmek bedenimizin yoksun olduğu elementleri
karşılar, bedenin yenilenmesine büyük katkıda bulunur.
Birçok insan meyve ve sebze suyunu sindiremediğini söyleyebilir. Bunun başlıca nedeni
bu suların yemek sırasında veya yemekten hemen sonra içilmesidir.
Meyve - sebze suları yemeklerden 1/2 saat önce veya sabahları aç karnına
içilirse gaz veya şişkinlik yapmaz. Gece yatmadan önce içilmeleri önerilmez.
Çünkü bu sular güçlendirici olduğundan, uykuyu engelleyebilir. Ayrıca
gece yatmadan fazla sıvı içmek de doğru değildir; çünkü fazla sıvı insana şişkinlik
vererek uykusunu kaçırır.
İster sebze, ister meyve suyu olsun, içki içer gibi yudumlayarak, ağızda tükürükle iyice karıştırarak,
her bir yudumun tadını alarak içilmeli. Bu sağlık verici içkiye bedeni alıştırmak için, içine bir miktar
su katılabilir. Prof. Boulet ve Dr. Muller karaciğerinden yanlara meyve suyu
kürünü, özellikle de üzüm suyu kürünü önerirler. Bu kür doktor gözetimi altında yapılmalı ve
kür süresince katı besin alınmamalıdır.
İçki içmeyenlere aperatif olarak meyve suları ikram edilebilir. Meyvelerdeki şeker bildiğimiz
beyaz şeker gibi karaciğeri yormaz ve bünyeyi yıpratmaz.
Tersine, bedenden eksilen mineralleri, vitaminleri tamamlar. Tüm meyve ve
sebze suları taze meyveden veya sebzeden sıkılmış olmalı; hazırlanmış, bekletilmiş veya
şişelenmiş olmamalıdır. Taze suları en geç yarım saat içinde içmek gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder