Tarihin Ünlü Vejetaryenleri
Buda, Kyros, Zerdüşt, eski Yunan çağında Hesiodos, Orpheus, Homeros, Pythagoras ve müritleri,
Empedokles, Leonidas, Plutarkhos, Platon, Sokrates, Epikuros, Zenon, Diogenes, Demokritos,
Voltaire
1694 - 1778
Aiskhylos, Euripides. Roma çağında Kral Numa, Cincinnatus, Seneca, Marcus-Aurelius, Lucanus,
Virgilius, Ovidius, Horatius, İmparator Julianus, filozof Porphyrios ve
Protocius'tur. Daha sonraki çağlarda Leonardo da Vinci, Gassendi, Newton,
Bossuet, Fenelon, Voltaire, John Ray'i sayabiliriz.
19. yüzyıldan sonra vejetaryenlerin sayısı artmaktadır; J.A. Gleizes, Anquetil-Duperron, Lord Byron, Richard
Wagner, Michelet, Lamartine, Leo Tolstoy, Ghandi, George Bernard Shaw, Pr. Dr. Dujardin-Beaumetz,
Dr. Anna Kingsford, Dr. Hurreau de Villeneuve, Dr. Bonnejoy, Pr. Raoux, Dr. Paul Carton, Dr. Möller, Dr. Riedlin, Dr. Pfleiderer,
Dr. Chittenden, Dr. Haig, Dr. Erwin Hof...
Vejetaryenliğin başlıca nedenleri
Sanayileşmiş ülkelerde bugün gençlerin vejetaryen beslenmeye yöneldikleri görülüyor.
Nedenleri;
1) Her canlıya karşı saygı : Barışa inanç ve yaşayan her türlü canlıya
karşı acıma duygusu yalnız insanlara değil, hayvanlara da yönelik olmalıdır.
2) Et pahalıdır : Sınırlı bir bütçe etten besinini alamaz, oysa insan aynı
dar bütçeyle vejetaryen beslenme yoluyla sağlığını rahatça koruyabilir
3) Hayvan etleri ilaçlıdır: Etlerin eskisi gibi lezzetli olmayışının nedeni
hayvanlara verilen antibiyotikler, hormonlar, v.b. gibi ilaçlardır.
4) Ruhsal açıdan : Vejetaryen olmak bazı doğu ülkelerinin başlıca ilkelerindendir.
Çoğu genç vejetaryenler etsiz besinle daha huzurlu olduklarım ileri sürüyorlar.
Vejetaryen olmak et yemeden gelişigüzel beslenmek anlamına gelmiyor tabii ki.
Vejetaryenlerin sağlıklarını korumaları için beyaz undan yapılmış kekleri, tatlıları
ve benzeri besinlerden uzak durmaları daha önemli. Bu tür besinlerde protein, vitamin ve mineraller düşük,
gereksiz kaloriler ise boldur.
Sanayileşmiş ülkelerde akdarı, arpa, yulaf , burçak, mısır gibi tahıllar vejetaryenlerin ilgi gösterdikleri besinlerdir.
Çimlendirilmiş buğday, kabak çekirdeği, ayçiçeği, kavrulmuş fıstık, mısır ekmeği, kızıl pirinç (Kabuklu pirinç)
gibi besinler ise bol miktarda protein sağladıklarından, hem et yiyenler, hem vejetaryenler tarafından aranmaktadır.
B12 vitamini bitkisel besinlerde azdır bu nedenle bu vitaminden yararlanmak için çimlendirilmiş buğday ve
soya fasulyesi yemeyi ihmal etmemeli. Ancak unutmamalı ki insanın besin tarzını belirleyen daima iklimdir.
Örneğin Eskimolar vejetaryen olamazlar. Çünkü iklim soğuk olduğundan beden ısılarını korumak için yağlı
ete gereksinimleri vardır. Ülkemizin bol güneşi ise böyle bir beslenmeyi gerektirmez.
Ülkemiz vejetaryen olmaya elverişli bir iklime sahiptir.
Vejetaryenleri üç gruba ayırabiliriz
1) Veganlar ya da Vejetalyenler: Bu grup hayvansal bütün ürünleri yemez. Yalnız bitkisel besinle beslenir.
Bu tür vejetaryenlere göre hayvanın sütü yavrusunundur, insanın bu sütü kullanmaya hakkı yoktur.
2) Lakto - Vejetaryenler: Hayvanın ürününden yararlanır, ancak yumurta yemezler.
Çünkü yumurta oluşacak bir hayatın tohumunu taşımaktadır.
3) Ovo - Lakto - Vejetaryenler : Bu gruptakiler besinlerine hayvanın ürününü ve yumurtasını da katarlar.
Kaynak: Müheyya İzer / Dengeli Beslenme
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder