Sayfalar

25 Aralık 2007 Salı

Tarihin Ünlü Vejetaryenleri

Tarihin Ünlü Vejetaryenleri



Buda, Kyros, Zerdüşt, eski Yunan çağında Hesiodos, Orpheus, Homeros, Pythagoras ve müritleri,

Empedokles, Leonidas, Plutarkhos, Platon, Sokrates, Epikuros, Zenon, Diogenes, Demokritos,

Voltaire
1694 - 1778

Aiskhylos, Euripides. Roma çağında Kral Numa, Cincinnatus, Seneca, Marcus-Aurelius, Lucanus,

Virgilius, Ovidius, Horatius, İmparator Julianus, filozof Porphyrios ve

Protocius'tur. Daha sonraki çağlarda Leonardo da Vinci, Gassendi, Newton,

Bossuet, Fenelon, Voltaire, John Ray'i sayabiliriz.

19. yüzyıldan sonra vejetaryenlerin sayısı artmaktadır; J.A. Gleizes, Anquetil-Duperron, Lord Byron, Richard

Wagner, Michelet, Lamartine, Leo Tolstoy, Ghandi, George Bernard Shaw, Pr. Dr. Dujardin-Beaumetz,

Dr. Anna Kingsford, Dr. Hurreau de Villeneuve, Dr. Bonnejoy, Pr. Raoux, Dr. Paul Carton, Dr. Möller, Dr. Riedlin, Dr. Pfleiderer,

Dr. Chittenden, Dr. Haig, Dr. Erwin Hof...



Vejetaryenliğin başlıca nedenleri

Sanayileşmiş ülkelerde bugün gençlerin vejetaryen beslenmeye yöneldikleri görülüyor.

Nedenleri;

1) Her canlıya karşı saygı : Barışa inanç ve yaşayan her türlü canlıya

karşı acıma duygusu yalnız insanlara değil, hayvanlara da yönelik olmalıdır.

2) Et pahalıdır : Sınırlı bir bütçe etten besinini alamaz, oysa insan aynı

dar bütçeyle vejetaryen beslenme yoluyla sağlığını rahatça koruyabilir

3) Hayvan etleri ilaçlıdır: Etlerin eskisi gibi lezzetli olmayışının nedeni

hayvanlara verilen antibiyotikler, hormonlar, v.b. gibi ilaçlardır.

4) Ruhsal açıdan : Vejetaryen olmak bazı doğu ülkelerinin başlıca ilkelerindendir.

Çoğu genç vejetaryenler etsiz besinle daha huzurlu olduklarım ileri sürüyorlar.



Vejetaryen olmak et yemeden gelişigüzel beslenmek anlamına gelmiyor tabii ki.

Vejetaryenlerin sağlıklarını korumaları için beyaz undan yapılmış kekleri, tatlıları

ve benzeri besinlerden uzak durmaları daha önemli. Bu tür besinlerde protein, vitamin ve mineraller düşük,

gereksiz kaloriler ise boldur.

Sanayileşmiş ülkelerde akdarı, arpa, yulaf , burçak, mısır gibi tahıllar vejetaryenlerin ilgi gösterdikleri besinlerdir.

Çimlendirilmiş buğday, kabak çekirdeği, ayçiçeği, kavrulmuş fıstık, mısır ekmeği, kızıl pirinç (Kabuklu pirinç)

gibi besinler ise bol miktarda protein sağladıklarından, hem et yiyenler, hem vejetaryenler tarafından aranmaktadır.



B12 vitamini bitkisel besinlerde azdır bu nedenle bu vitaminden yararlanmak için çimlendirilmiş buğday ve

soya fasulyesi yemeyi ihmal etmemeli. Ancak unutmamalı ki insanın besin tarzını belirleyen daima iklimdir.

Örneğin Eskimolar vejetaryen olamazlar. Çünkü iklim soğuk olduğundan beden ısılarını korumak için yağlı

ete gereksinimleri vardır. Ülkemizin bol güneşi ise böyle bir beslenmeyi gerektirmez.

Ülkemiz vejetaryen olmaya elverişli bir iklime sahiptir.

Vejetaryenleri üç gruba ayırabiliriz

1) Veganlar ya da Vejetalyenler: Bu grup hayvansal bütün ürünleri yemez. Yalnız bitkisel besinle beslenir.

Bu tür vejetaryenlere göre hayvanın sütü yavrusunundur, insanın bu sütü kullanmaya hakkı yoktur.

2) Lakto - Vejetaryenler: Hayvanın ürününden yararlanır, ancak yumurta yemezler.

Çünkü yumurta oluşacak bir hayatın tohumunu taşımaktadır.

3) Ovo - Lakto - Vejetaryenler : Bu gruptakiler besinlerine hayvanın ürününü ve yumurtasını da katarlar.

Kaynak: Müheyya İzer / Dengeli Beslenme

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder